30 Ağustos 2009 Pazar

şiir yazdım..



SOĞUK

Durum komik alabildiğine
Ve hikaye baştan sona hazin.
Yaman bir çelişki
Ve kısır bir döngü tamamı..

Ulaşmak istenirken,
Uğruna en çok acı çekilendir huzur..
Ve doğar doğmaz hızla ölmeye başlayan bir varlıktır insan…

mamo ç./2008-belek

23 Ağustos 2009 Pazar

nazım..



MAVİ LİMAN

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...

Nâzım HİKMET

paylaşır mısın yalnızlığımı!?



kendimi hiç bir yere hissetmediğim kadar ait hissettiğim;büyüdüğüm,büyürken sevdiğim,severken sahiplendiğim...ömrümün en güzel yanı,gönlümün başkenti..

seni güzel kılanların en güzeli yok artık!!!sen ve ben kaldık geriye şimdi..aynı eski günlerdeki gibi!!!

sende bulduğum güzelliklerin en güzelini,gömüyorum senin avuçlarına.bildiğin bütün çaresizlerden daha çaresizim.onların tümünün çaresizliğinden daha fazla çaresizliğim.acınacak halde değilim belki,ama hiç kimseye de acıyabilecek halde değilim...

gömdüm avuçlarına;erkekliğimi,delikanlılığımı..ağlamaktır bana en çok yakışan bu dem,saklamayacağım gözyaşlarımı..yine bir ben işte hayatta..hani "aslolan;kendim!" yazmıştım duvarlarından birine,o hesap..şimdi o duvarın dibindeyim,o sokakta...

en baştan,sil baştan,arşınlama vakti kaldırımlarını..ey şehr-i saadet,gözümün nuru,ruhumun anavatanı,Antalya;o dizeleri yazan şaire inat:paylaşır mısın yalnızlığımı!!!?

18 Ağustos 2009 Salı

yıkıldık!!





kaderimizde var yıkılmak..Varto'da,Erzincan'da,Dinar'da,Adana'da....
kaderimizde var ihmalkarlık..vurdumduymazlık kanımızda var..ders çıkaramadık başımıza gelenlerden..

devlet bize güvenin derken,o kadar acılıydık ki;"her depremden sonra aynı şeyi zırvalamıştınız,hiç birinde güvenmediğimiz için haksız çıkmadık,şimdi niye güvenelim?!"diyemedik!gerçi Varto'da yapılmayan,Erzincan'da yapılmayan,Marmara'da yapıldı çok şükür.kamuoyu oluşturuldu,dünyanın dikkati azami şekilde bu olaya çekildi,devlet-sivil toplum-halk ortak çalışmasının en güzel örneği sergilendi..eğer Marmara'da yapılan,bir önceki depremlerde yapılabilseydi,bilanço bu kadar acıklı olmayacaktı tabi ki!!

"Bize güvenin!!" diyen devlet,depreme,yıkıma,ölüme bile coğrafik bir pay biçmişti!şükürler olsun ki,Marmara önemli kabul edilmişti ve bundan sonra başa gelebilecek felaketler için önlem alınmaya başlandı.

hepimiz yıkıldık,birileri öldü,ve çoğu geride kalıp,yitirilenlere ağladı!!
ölenlere tanrıdan rahmet,geride kalanlara sabır diliyorum bir kere daha...BAŞIN SAĞOLSUN ÜLKEM!!!

16 Ağustos 2009 Pazar

arda!



arkadaşlarımın blogla ilgili yaptığı olumsuz yorumlardan birisi,futbol haberlerine fazla yer verdiğim yönündeydi..şimdi de Arda Turan'ı ekliyorum buraya ama futboluyla ilgili değil."nerden nereye" başlığı altındaki yazılarıma eklemek için seçtim Arda'yı.
şimdi Galatasaray'ın 10 numarası,kaptanı,yıldızı,en değerli oyuncusu..ama bir zamanlar kale arkasında top toplayan,başkasının attığı gollere sevinen bir adamdı Arda.geldiği yer gerçekten takdire şayan..kendisini can-ı yürekten tebrik ediyor,Türk futboluna yaptığı ve yapacağı hizmetler için teşekkür ediyorum..


nerden nereye işte...

15 Ağustos 2009 Cumartesi

erzurum!!

soğuğu ve bir de delikanlısı meşhurdur Erzurum'un..Ömer ve Bilal kardeşlerimin şahsında bütün Erzurum'lulara ithafendir bu post..ve yazdıransa Erzurum'da kullanılan bir deyimdir..duydum,"vay be!" dedim,paylaşmak istedim.:
"eskiden Erzurum'a adam boyu kar yağardı;ve o zamanlar adamlar,adamdı!!!"



saygılarımla..

hoşgeldin!!

şaşırdın değil mi gördükçe!!

en güzel çağını geride bıraktın..şuursuz bir ağlamaktı bütün mesain.anlamaya başladın ve yandın..gözlerini açar bakarsın şimdi öyle..

yolun başındasın daha..yokluk,yoksulluk,hayat mücadelesi derken ne olduğunu şaşıracaksın..savaşlar çıkacak,küresel ısınılacak,maaş yetmeyecek,ev geçindirlecek,vs.vs...

doğduğun gün değil,anlamaya başladığın gün başlarsın yaşamaya..hoş geldin hayata!!

yakarış!!!

kimsin sen?

dünya gündelik çıkarlar peşinde içinde türlü korkuyu büyütürken,sen hangi bodrum katına saklamıştın kendini kadın!!!??ellerindeki silahlarla herşeye hükmedebileceğine inandırırken birileri kendilerini,sen nasıl soyutlayabildin kendini bütün bunlardan?sana silah doğrultanların karşısına elinde bir çiçekle çıkıp durmaları için yalvarabilecek kadar onurlu,cesur kalmayı nasıl başarabildin bi anlatsana hepimize..

nerdeydin bu dünya kirlenirken bilmiyorum..dünya bizi kirletirken,sen neredeydin!?adını bilmiyorum..fotoğrafı bulduğum sitede seninle ilgili hiç bir açıklama yok maalesef..olsaydı,ismini buraya yazmak ve her lafın açıldığında zikretmek boynumun borcu olurdu..belki o silahlarla öldürülmüş bir kardeş,bir evlat,bir eş acısı taşıyorsun..başkalarının bu acıyı yaşamaması için yalvarıyorsun o silahların sahibine bilmiyorum.hakkında hiçbirşey bilmiyorum,onurlu,cesur olduğundan başka..

bizler;dünyanın bize dayattıklarını kabullenerek küçülürken,sen bu fotoğraftaki halinle benim gözümde her an dahada büyüyorsun!!!

yok artık..

milan baroş'u çok sever,çok beğenirim..galatasaray'a yakışan bir adam..

az önce web sitesine baktım..iyi hoş,fatih terim'in,hakan şükür'ün,dahası ali sami yen ve metin oktay'ın resimleri falan var ana sayfada...da,sitede galatasaray'ın hocası hala Skibbe görünüyor:)onu da bi güncelleyin ülen,bu ne rezillik:))

acetobalsamico

arkadaşlar sizlere bir blog tanıtmak istiyorum: http://www.acetobalsamico.blogspot.com/

genel anlamda bir fubol blogu olarak anılıyor ama,blogun sahibi Bülen Timurlenk ağabeyimizin kullandığı üslup,bu bloğu herkes tarafından okunabilir kılıyor.

takip edilmesi şiddetle tavsiye edilir..

14 Ağustos 2009 Cuma

Casablanca



Berger : Beş kere,beş yerde öldürüldüğünüzü okudum.
Victor Laszlo : Her okuduğunda doğruydu.


Casablanca-1942

"uygun" olmuş mu?

çok severdim resimdeki herifi..bozdu kendini,soğudum..takımın önüne geçmeyi bırak,takımı kendisi için sahne yapıp her türlü şovunu sergiledi..zamanında avrupadan bahsedilirken,kendisine Sivasspor'un avrupada ne yapabileceği soruldu:"5 yeriz,7 yeriz 6 yemeyiz;7 yeriz,9 yeriz 8 yemeyiz." deyip Galatasaray ve Beşiktaş'a sallamıştı.Bu sene Anderlecht'ten 5 yedi,süt dökmüş kediye döndü..n'oldu hani 5 yemen normaldi.deseydin ya,ben bunu tahmin etmiştim,zaten böyle olması gerekiyordu diye.. diyemedi..dut yemiş bülbül taklidinin en başarılı örneklerinden birini sergiledi..

şimdi gelelim bana bu postu yazdıran olaya..az önce kendisinin web sitesini inceledim.kendi kaleminden özgeçmişini yayınlamış beyefendi.bir kaç cümleyi,noktasına dokunmadan,kopyala-yapıştırla buraya taşıyacağım: "Geldiğim ilk yıl 22 golle Gol Krallığı yaşayıp, adımı tarihe altın harflerle yazdırmayı başardım."aynen böyle yazılmış.Fenerbahçe'deki kariyerinden bahsederken böyle bir giriş yapmış olaya..adını altın harflerle yazdırdığı yere,3 kez bunu başaran Cemil Turan'ın,yine 3 kez olan Aykut Kocaman'ın (ki bu 3 gol krallığını kazandığında en az gol attığı sene 25 gol atmış) ismini neyle yazacağız çok merak ettim.halkın çocuğu,Türk milletinin hayırlı evladı Bülent Uygun'un biraz da mütevazılığı öğrenmesi gerek..onu da bu yaştan sonra bizim öğretcek halimiz yok.kendini sürekli geliştiren,ileriye götüren Bülent Hoca,eminim bunu da başarır.

devam ediyoruz,incilere:"3.5 yıldır menajerliğini yaptığım Sivasspor’un 38 yıl sonra Süper Lige çıkmasını ve başarılı olmasını sağladım. Canımdan çok sevdiğim Sivasspor en alt sırada ve 12 puandayken, alınan Beşiktaş galibiyetiyle deplasmanda teknik direktörlüğe başladım. "bu cümleyi bir futbolcu kurmuş olsaydı,elinizi vicdanınıza koyup söyleyin,hocasından fırçayı yer miydi,yemez miydi?bence yerdi.bence "yemeli"!!işte böyle bir konuda,kendisine futbolcuyu uyarma görevi düşen bir insandan,"ben yaptım,ben başardım" cümlelerini duymak bana enteresan gelmiştir.2008-2009 sezonunda,yarışın dışında kalmış Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarının sırf Beşiktaş şampiyon olmasın diye verdikleri destek sana yaramamış Bülent Hoca..bozmuşun sen kendini kusura bakma..hadi bakalım geçen sene bol işkembeden sana desteklerini verenler,takdirlerini sunanlar,kendileri yarışın içindeyken sana aynı desteği verecekler mi?kaldı ki,geçen yıl önce şampiyonluğa yaklaştıkça bir havalara girmiştinde,2.liğe düşünce,"biz gönüllerin şampiyonuyuz" diyerek havluyu atan bizzat sendin.

tam yazıyı nasıl bitirsem diye aklımdan geçirirken ilk fotoğrafa takıldı aklım.hani "polise ve askere manevi destek" diyerek verdiğin asker selamı var ya;ne kadar sembolik olursa olsun,öyle dokundun ki sinirime ona bile taktım..ilgiyi çekmek istiyon iyi hoş;şovunu da yapıyon tamam da,askerde öğretememişler heralde sana koç:kepsiz selam verilmiyor askerde..mütevazılığı öğretirken kendine,bunu da aradan çıkarıver bi zahmet..

hadi hayırlı traşlar..

BASKI



'Biz futbolcular, sürekli üzerimizde çok baskı olduğundan yakınırız. Baskı, ancak evlerine beş peso getirip çocuklarını geçindiremeyen insanların üzerinde olur. Binlerce dolar alıp, sahaya çıkıp oynuyoruz ve ağzımızı açınca stresten bahsediyoruz… Stres bu ülkede, sabahın altısında kalkanlar içindir.'

D1EGO ARMANDO MARADONA



kaynak: iyiortagololur.blogspot.com

buluntu!!



fotoğraf çok uzun zamandır bilgisayarımda..bloga post girmek için ne zaman fotoğraf-yazı arşivimi karıştırsam,karşıma çıktığında takılıp kaldığım bir fotoğraf.çok başka bir ruh haline giriyorum.hani her işin bir yolu yordamı vardır,yapanın bildiği..demek bunun da buymuş.sokağa bırakılan,kaderine terkedilen çocukları diğerlerinden ayırmak için kullanılan yöntem buymuş.bir bez flaster üzerine BULUNTU yazıp onu göğsüne yapıştırmak,onu diğer bütün bebeklerinden ayırıveriyor işte.hayata fişlenerek başlamak bu!

kimin günahıdır bilemem,ama resimdekinin günahı değil bu!yine de hepimiz o kadar iyi biliyoruz ki,bu günahın vebalini o çocuk taşıyacak.en acımasız olunan çocukluk yıllarından geçerken,kendi yaşıtlarının en acımasız saldırılarına mağruz kalacak.çocukluğu yara bere içinde kalacak ve yaralarına temizleyecek bir anne olmayacak yanında..ilkokula başladığı gün,hayır duasını alamayacak annenin,cebine mendilini katlatıp koyan olmayacak.sosyal hizmetler yurtlarının birisinden birisine sürülecektir,herbirinden geriye bir kaç sızılı hatırayla.içinde anne geçen,baba geçen her şarkının yükünü boynunda taşıyacak.

sosyal hizmetler yurtlarında büyümüş bir arkadaşımın anekdotudur:"okulda veli toplantıları için dağıtılan kağıtlar vardı.haftasonundaki veli toplantısı için ailelere haber vermek amacıyla öğrencilere verilir,öğrenciler de ailelerine imzalatıp diğer gün geri getirirlerdi onu.bazen gayri ihtiyari bana da verirlerdi.o an kendimi anne-babası olanlar gibi hissederdim.bu bile beni o kadar mutlu ederdi ki!"işte tablo bu kadar hazindir.

bütün bu edebiyatı bir yana bırakalım ve bir soru sorayım size..bu bebek şuursuz bir varlık henüz..çevresinde meydana gelenlerden,başına gelenlerden hiç haberi yok..(gözünü bağlamışlar..sanki göğsündeki yazı görmesin diye.)peki o dudağın kenarına asılmış hüzün,bükük dudakların o bünyeye kattığı acı...bu kimin eseri..çocuğun içgüdüsü mü?tanrının ilahi bir müdahalesi mi?

cevabı siz verin..

130809

VERDİKLERİNİN HESABINI FENA SORAN,ADAMIN BURNUNDAN FİTİL FİTİL GETİREN BİR DÖNGÜDEN GAYRISI DEĞİLDİR HAYAT!!

SİYAH ŞİMDİ HER YER..HER ŞEY SİYAH..BEYAZIN HİÇ BİR TONUNA YER YOK -UMARIM- BELLİ BİR SÜRELİĞİNE..BELLİ BİR SÜREDEN SONRASINI YİNE HAYAT SÖYLEYECEK.

SEVİNCİN HİÇ BİR TÜRLÜSÜNE YER YOK -YİNE UMARIM- BELLİ BİR SÜRELİĞİNE..DAYAK YEMİŞ GİBİ MAHÇUP,KANDIRILMIŞ GİBİ KIZGINIM.NELER VAAT EDİLMİŞ VE NELER VERİLMİŞ DİYE BİR MUHASEBE YAPTIM,İÇİMDEN,DERİNDEN..CEPTEN YEMİŞİZ BABA..ZARARDAYIZ,EKSİDEYİZ

DİŞÇİYE GİTMİŞTİM VAKT-İ ZAMANINDA..ÇÜRÜMÜŞ BİR DİŞİN ARDINDAN AĞIZIN İÇİNDE MEYDANA GELMİŞ BİR BOŞLUĞA ALIŞAMAMIŞTI DİL..DURMADAN YOKLAYIP DURMUŞTU ORAYI.İNSAN VÜCUDUNDA AĞIRLIĞI NE OLABLİRDİ Kİ BİR DİŞİN,O DİŞ ÇEKİLENE KADAR..BUNU FARKETMİŞTİM..BOŞLUĞA ALIŞMAK ZOR İŞTİ..VE ŞİMDİ TANRI,HAYATIMI BİR ELİYLE SIKICA KAVRAYIP,DİĞER ELİYLE TUTUP ÇEKİP ALDI BİR İNSANI..DİŞÇİ MORFİN KULLANMIŞTI,TANRI ONU DA YAPMADI..AĞRILI SIZILI BİR İŞLEM UYGULADI VE GEÇECEĞE BENZEMEYEN BİR GEÇİCİ SÜRELİĞİNE ACIYI ZERK ETTİ BÜNYEME!!

BEYAZIN HER TONUNDAN YOKSUN,TONLA SİYAH KAPLAMIŞKEN ÖMRÜMÜ,BU POSTU BASIYORUM BLOGA..SIRADAKİ MUTLULUĞA KADAR,BÜTÜN GÜLÜMSEMELER İPTAL!!!

TOPUZ diyenlere katılıyorum,TOPSUNUZ!!

kanıma dokunan,bir futbolsever olarak,büyüklüğünü kabul ettiğim,şanlı geçmişi önünde saygıyla eğilmekten gayrısının haddime düşmediğini bildiğim Fenerbahçe Spor Kulübü'nün düştüğü durumdur..
sezon başında yaşananlar hepimizin malumu..bunun üzerine pek çok gelişme yaşandı ve sonuçta Mehmet Topuz Fenerbahçe'ye transfer oldu.iyi bir transferdir.Antayaspor'a gelse çok mutlu olurdum.herkesin aksine Fenerbahçe'de başarılı olacağını düşünüyorum.neyse,anlatacaklarım bunlar değil.sabah blogları gözden geçirirken bir blogda gördüm;Mehmet Topuz özel bir maçta Fenerbahçe kaptanı olarak sahaya çıkmış.!!yok lan dedim daha neler..bi de baktım fotoğraf var..ana!!!vallaha çıkmış..peki nedir bu diye sordum kendi kendime,ses yok..çıt yok!koskoca Fenerbahçe kulübü,olacaksın,milyonlarca insanı temsil edeceksin,ve bi kaç ay önce "Ben Beşiktaşlıyım" diyen bir adamı,koluna kaptanlık pazubandı takıp sahaya süreceksin!!yazıklar olsun derler adama!!yuh derler adama!!!bir Beşiktaşlı olarak Fenerbahçe kulübünün bu kararı benim içimde bir yerleri cızlattı.. ben Mehmet Topuz'un futbolunu beğendiğim kadar Selçuk Şahin'i,Deniz Barış'ı beğenmem..ama Mehmet Topuz olacak,bir dediği diğerini tutmayan,Beşiktaş formasıyla poz verip,"bana bu pozu zorla verdirttiler" diyen, 1 hafta içerisinde 3 farklı söz verip,hepsini yiyen bir adamla;Selçuk ve Deniz'le aynı sahadayken,ve o ikisinden birisi değil,bu adam kaptan olarak çıkıyorsa,yazıklar olsun o teknik heyete de,o yönetime de,bu kararı alkışlayan tribüne de!!!fotoğrafta Mehmet Topuz'la beraber görünen kişi Deivid De Souza.şampiyonlar liginde,TSL'de,Türkiye kupasında,o formayı -bence- başarıyla taşımış,haketmiş bir adam!kaptanlık pazubandını kolunda taşıyan adam Mehmet Topuz'ken nasıl koşup ona sarılabildi,bunu kendisine nasıl yedirebildi,bu miğdesizliği nasıl yapabildi çok merak ediyorum..

Türkiye'de ki yönetimler başka kulübe giden futbolcuyu hainlikle suçlarlar modadır..Fenerbahçe,Mehmet Topuz'lara kaptanlık pazubandını takıp sahaya sürdükten sonra daha çok düşünür Tuncay niye gitti,Aurelio niye gitti diye..sorunun cevabı,Mehmet Topuz'un kaptanlık pazubandı takıp çıktığı sahada,senelerdir o formayı ıslatan gerçek Fenerbahçeli'lerin,mağrur duruşlarında saklı...

13 Ağustos 2009 Perşembe

güzel şarkı-4


Gittiğinde ilkbahardı
Çiçeklerim yetim kaldı
Can dayanmaz yürek yandı
Turnalarla sana geldim

Yusuftum kör kuyularda
Bir yudum da nili içtim
Leylanın çölünden geçtim
Neredesin diğer yarım..

dinlemek için tıklayın

gezelim,güzelim...:)


ekranlarda gördüğümde gerçekten keyiflendiğim ve izlerken büyük keyif aldığım programlardan biri:"Gülhan'ın Galaksi Rehberi".zaten böyle dünya gezen belgesellere her zaman meraklıyımır,hep çok sevmişimdir ama,bu programı sunan hem sempatik,hem güzel bir bayan olunca daha da çok izleyesim geldi..sunucu Gülhan Şen'le ilgili yaptığım yorumlar ne olur yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermesin,hiç kimsede cinsel içerikli çağrışımlarda bulunmasın.sadece çevremizde,hem espiri yapabilen,hem güzel,hem sempatik,hem kültürlü kız yok artık..o kızlara duyduğum hasretlikten ötürü belki,daha çok sarıldım bu programa..hoş bütün bu özelliklerin bu arada bulabileceğimiz bi insan zaten yokta,en azından güzel ve sempatik bir bayan olsaydı çevremizde (tamamen insani ilişkiler açısından söylüyorum,beni bilen bilir) bu program dikkatimi bu kadar çekmezdi..


sunucu Gülhan Şen,aslen bulgaristan doğumlu göçmenlerimizden. bulgaristanda yaşarken zorunlu isim değişiklğine uğramışlardan kendisi. o zamanlar aldığı isim Galina Hristova Mihaylova.Türkiye'ye döndükten sonra İstanbul ünv.iletişi fak.radyo televizyon bölümünde okumuş. londra'da, hem de reuters'de tv haberleri ve programları hazırlama üzerine ğitim almış.1978 doğumlu.kendisini,zamanın ruhu programında ilk defa izleyip hayran kalmıştım..harika bir insan..

kendisi ile ilgili yaptığım küçükl çaplı araştırmada,verdiği bir röpörtaja denk geldim.bulgaristan'dan dönüşü ile ilgli söylediği şey çok hoşuma gitti:"Sahip olduğum her şeyi geride bırakıp bilinmezliğe doğru bir yolculuğa çıkmak".valla tabii onun o yolculuğa çıkana kadar yaşadığı süreç ve o süreç içerisinde ve sonrasında yaşadıkları ağırdır,zordur bunu anlayabiliyorum ama,onu bize kazandırdığı için o sürece de teşekkür etmek gerekiyor heralde..
velhasıl-ı kelam..denk gelirseniz kaçırmayın derim ben.normalde cumartesi akşamları 23:25'te yayınlanıyor ama,bazı hafta içi günler tekrarı veriliyor.dikkatinize sunulur..

biradan öncesi..sonrası..

Ukrayna'lıların meşhur lafı geldi aklıma:"çirkin kadın yoktur,az votka vardır!!"


yukarıdaki fotoğraf 6 bira içmeden önce kadının nasıl göründüğünü gösteriyor.daha doğrusu,kadının gerçek eşkali..birazdan muhabbet koyulaşıyor,biralar yuvarlanıyor,derken kadının görüntüsü de değişiveriyor..işte o zaman yukarıdaki fotoğrafa tersten bakmak icap ediyor..

durum budur..

12 Ağustos 2009 Çarşamba

BUDUR!!!


repliklerle oldum olası takıntılıyımdır..filmin birinde duyduğum sağlam bir replik,filmin geri kalanında beni filmden koparabilir..Çağan Irmak'ın Issız Adam'ından:

Karlar üstünde donmak üzeresin,uyumak tatlı geliyor,ama sen öldüğünün farkında bile değilsin..

11 Ağustos 2009 Salı

tusubasa!

bizim mahallede 2 futbolcunun yeri çok farklıydı:Beşiktaşlı Sergen,Nankatsu'lu Tusubasa!
bunun arkadaşının sırtına basıp uçtuğu bir hareket vardı.mahallede onu deneyelim derken bizim Eyüb'ün çenesini yere vurmuştuk.annesi bizi duvara yasladı eli belinde,ağzından salyalar akarak:
"-la bı eyyübün halı nedir la..anaya söylim mi seni" demişti.
"-valla heco dayze,biz tusubasanın hareketini deneyah dedih,sırtına bastım eyyo düştü.."
"-tubasa(!) keder başıyıza daş düşsün,pincoğlıpinc hevalla!!"
bunların sahaları acayip bi şekildi..fifa bu sahayı gezse,nankatsu'nun yöneticilerini kuzey kore'ye sürerler şerefsizim.sahada nası bi tümsek varsa,iki kaleci karşı karşıya dursun,birbirlerinin belinden aşağısını görmüyo.bi de çok uzun olurdu o statlar..7000-8000 metre vardı heralde yalan olmasın..tusubasa gibi bi topçu bile 15 dakkada koşamıyodu o mesafeyi.ki kendisine mahallede fırtına tuso derdik..o derece hızlıydı..ama gel gör koşardı koşardı bitmezdi meret..
                                   
çok meşhur havada asılı kalması vardı..röveşataya çıktımıydı millet tuvalet molasına giderdi statta..bilen bilir tusubasa röveşata yapacam dediyse,aşağıda babası ölse,20 dakkadan önce inmez.onun havada asılı kaldığı süre oynanmamış kabul edilip maç sonuna eklense,maç bitmez!öyle yaman topçudur..kuştur mübarek,kuş..

çok yaman bir vuruşu daha vardır..patenti kendisine ait olup isim hakkını da elinde muhafaza eder..vuruşun ismi kartal vuruşu.iki bacağın birisi arkaya doğru atılır,vücut yere paralel 90 derecelik bir açı çizene kadar eğilinir,bükülünür.akabinde allah ne verdiyse abanılır...ben denedim,denemesi de bedavadır,siz de deneyin..bu vuruşla,topu istediği yere vurana ne isterse alıyorum ülen..duruş o kadar rahatsız,vuruş o kadar zordur ki;istediğin şekilde istediğin yere atmak mümkün değildir..bunu dünyada yapabilen tek insan olan tusubasa bu yüzden bu kadar değerlidir işte..ona verdiğimiz değer,boşuna değildir.
yukarıdaki resimde o efsane kadrodan geriye kalan fotoğraflardan biridir..gördüm tüylerim diken diken oldu gene..büyük kaleci Wakabaysahi,teyzesi oğlunun sünnet düğününde kirve olacağından bu poster çekiminde yok..ona başka bir postta değinirim artık..
ülen tusubasa iyi adamdın hoş adamdın da,bel ağrısından uyuyamadığım günlerin sebebi hep senin o röveşatalırınken,sen duygularımızla oynayıp kazandığın haram parayla nasıl sefa sürebildin yazıklar olsun be...
kızdım be!!

9 Ağustos 2009 Pazar

BU İŞ BURDA BİTMEZ!!!



heyecanla beklediğimiz 2009-2010 sezonu başladı..gerçi bizim için başlamadı ama,diğer takımlar için başladı..Antalyaspor yönetimi ve Antalya Emniyet Müdürlüğünün aldığı ortak karar gereği 07 Gençlik olarak maçlara giremiyoruz!!dün akşam oynanan Ankaraspor maçına da giremedik.
maç esnasında dışarıdan gereken desteği takımımıza vermek için çaba harcadık..sesimizin,nefesimizin sınırlarını zorladık.alem burda olduğumuzu bilsin,herşeye rağmen ayakta olduğumuzu bilsin istedik.maalesef,bu kez de emniyet güçlerinin tepkisiyle karşılaştık.


olayların içinde olan,biber gazını gözlerinde ve genzinde hisseden,sol taraftan aldığı tekmeyle kaburgasında ezik meydana gelen biri olarak olarak;toplumun güvencesi olan Emniyet Güçlerine sesleniyorum:BU OLAYLARI SİZ ÇIKARDINIZ!!!


size verilen talimat bizlerin stada girişini engellemekti..siz sadece bunu yapmalıydınız.sadece bunu yapmış olsaydınız -ki yaptığınız süre içerisinde hiç bir tatsızlık olmadı- size karşı en ufak bir girişimimiz olmazdı.ama siz,orası protokol girişi,burası yaya yolu,burası otopark diyerek,türlü bahaneler uydurarak bizi bölmeye çalıştınız..göreviniz çevredeki halkı korumaktı,siz alenen çevredeki insanları bize karşı kışkırttınız..siz o kalabalıktan bir kaç masum insanı,sinirden patlama noktasına gelmiş insanların önüne attınız..eğer o gençlerin başında bilinçli ağabeyleri olmasaydı,o insanları başına gelenlerden kayıtsız şartsız o çocukları sorumlu tutacaktınız!!sizin göreviniz halkı korumaktı;siz şeref tribününde hakemeden oturan bir kaç şerefsizi korumak uğruna,korumak zorunda olduğunuz halkı ateşe attınız!!!





dedim ya hiç hakemeden şeref tribününde oturanlar diye..hah işte onlara sesleniyorum:BU OLAYLARI SİZ ÇIKARDINIZ!!!saatlerce yolu otobüslerle katedip deplasmana giderken biz,sizler business class uçaklarla gidip;bizim kırık koltuklarla kaplanmış tribünlerinde yağmur altında,güneşin alnında maç izlediğimiz stadların şeref tribünlerine kuruldunuz!!biz kelle koltukta dolanırken deplasman sokaklarında,sizler ağzınızda puroyla keyif çattınız!!Beşiktaş maçında boş tribünlere oyanacakken,stadın kapısını açıp girip destek verin diye yalvardığınız günleri unutmadık daha!!satıp çatır çatır parasını aldığınız kombine biletlerle bizleri stada almayarak ateşlediniz bu fitili..sonuçlarına hep beraber katlanacaksınız!!

şimdi herkesin ağzında aynı terane:"beleş bilet istemişler,yönetim vermemiş!!!" ULAN DEVELER,BU GRUBUN KOMBİNESİ VAR,NE BELEŞ BİLETİ!!!biz her deplasmana bu derneğin verdiği parayla kiralanmış otobüslerle gidip,deplasman ekibi diye katmerli kazıklanmış biletler alarak giriyoruz..siz Antalyaspor taraftarlığını açık tribünde çekirdek-su muhabbeti sanmaya devam edin.alkışlarınızı sunduğunuz,"hah valla iyi ettiniz,kararınıza sağlık" dediğiniz yönetim çıkardı dün geceki olayları..stadın içinde 07'siz bir maç izlediniz,koca stadın tribüncülüğünü,taraftarlığını 60 tane ankarasporlu'ya teslim ettiniz.içerde kafanız rahattı tabi,sizi gaza getirmeye çalışan,yönetimin yavşaklığını hazmedemeyip "YÖNETİM İSTİFA" diyen 07 GENÇLİK yoktu orda..yeriniz genişledi,kalbiniz ferahladı!!ama şunu düşünemediniz,haksızlığa uğramış 400 adam vardı dışarıda.onlara yapılan haksızlığı hazmettiniz!gündelik hayatta hepiniz,hak hukuk bilen,insanoğluinsan,haksızlığa tahammülü olmayanlardınız..ama stada alınmayan kombine biletli bir taraftar grubunun içeriye alınmayışını içinize sindirebildiniz!!!YUH ulan adamlığınıza,YUH ulan erkekliğinize!!!

bu yazıyı hiç bir imla kuralına bağlı olmadan cümle devrik mi,düşük mü hiç kontrol etmeden postlayıp geçcem..o kadar sinirliyim,öfekeliyim ki şu an,hani su tutsan buhar yükselir benden!!!dün gece haksızlığa,darpa maruz kalmış bütün arkadaşlarım adına söylüyorum:BU İŞ BURADA BİTMEZ!!


8 Ağustos 2009 Cumartesi

ŞAH!


çevrendeki insanlar senin nasıl bir hayat yaşayacağına karar verir.sen çok zeki olabilirsin;çevrende zekanı anlayabilecek kimse yoksa,seninde onlardan bir farkın yok işte o vakit.komiksindir;ama yaptığın şakalara gülebilecek kadar neşe sahibi bir insan yoktur,fıstır..


çevren,seni çevreleyen bu dünyada,senin ne olacağının kararırını verenlerdir..

ama bir de yalnızlık vardır.çevrende kimse yoktur..bazen hakkaten yoktur,bazen mecazen;kalabalık içinde insandan yoksunsundur!bi daha baksanıza yukarıdaki fotoğrafa..çekenin amacını bilemem ben..belki gücü simgelemiştir,belki otoriteyi..ben yalnız bir şah gördüm..

yalnızlığın ortasındaysan,ne gücün,ne kişiliğin,ne özelliklerinin bir anlamı kalıyor.ne emrinde piyonlar,ne el-etek öpecek bir vezir,ne sığınacak bir kale,ne asaletin simgesi bir at!
hüküm yalnızlığın;şah,mat!!


fotoğraf:Paola Congia

7 Ağustos 2009 Cuma

yuh ulan senin erkekliğine..


dönemin meşhur magazin dergisi,bomba haberi böyle duyurmuş...yıl 1981!!!

kişisel gelişim..

resme tıklayıp,kişisel gelişim ne demekmiş anlayın..bu müthiş zekayı ve yeteneği var attiği için tanrıya,o zekadan üreyen bu karikatür için Yiğit Özgür'e,ve beni bu eserden haberdar ettiği için arkadaşım Sinem'e teşekkürler..

bomba yaa:)

herkes sana benziyor..

refleks oldu bende;nerde tank,tüfek,mermi görsem aklıma iki kelime geliyor:
1-amerika
2-israil..

hazır aklıma gelmişken,bir kere daha söyleyeyim,içimde kalmasın;ALLAH BELANIZI VERSİN!!!

yaşamın kıyısı..

amca ıssız bir aday düşersen bir gün,bu fotoğrafta yanına alacağın 3 şeyden hiç birisi yok!!belki elindeki ekmeği istersin,o da bir öğün zaten;hiç gerek yok!!

olmuş mu!?

estetik,zerafet,sanat hepsine tamam..hepsine eyvallah..
yav iyi de kızların başındaki hocaya taktım ben..ülen insan öğrencisine hiç mi örnek olmaz yav..ülen Seda Sayan diyeti diye bi şey var..duymadın mı hiç!

5 Ağustos 2009 Çarşamba

hayat!



fotoğrafa bakıpta zamanın insan üzerindeki o inanılmaz etkisine bir kere daha ürkek gözlerle bakmamak mümkün değil.

ayakkabıların sahibi bir kaç aylık büyük ihtimalle..hayat dediğiniz şey onun doğduğu günden geldiği güne kadar,kısacık bir hikaye..

ayakkabıları tutanın yaşı muamma sayılmaz.ayakkabının sahibinin ninesi muhtemelen.hayat dediğiniz şey onun doğduğu günden geldiği güne kadar kısacık bir hikaye..onun için de..

ÇAKMA!!




çakma mamüllere hastayımdır:)

adam belli bir sermaye para yatırıyor.işçilik,emek,pazarlama herşey var.ama ortalıkta marka yok..var da,sahte..adidas'tan abidas,
nike'tan mike,panasonicten,kamosonic.o kadar sermaye döküp herif kendi markasını yaratacağına,tutmuş taklit yapmış..hele bazıları da harbiden rezillik baba..yani biraz daha uğraşsa belki kendi markasını yaratıp çok başarılı olacak..ama kısa ve kolay yoldan,hızlı para amaç..gerçek marka da araç..

çakma markalar içerisinde en başarılı (!) bulduğum çalışma,yukarıdaki:çıkış noktası SONY,vardığı yer SQNY...

sinir abi..

televizyon dünyasının en sevmediğim simalarından..bu kadar sübjektif yorumculukla tv programlarına çıkmasında sakınca yok bu beyefendinin,sırf futbolcu eskisi diye..

dinledikçe tüylerim diken diken oluyor,yeminle...sevemedim,sevmiyorum,sevmicem..

1 Ağustos 2009 Cumartesi

ağustos..


sinsice,hiç çaktırmadan,uyandırmadan bizleri;zaman,ömrümüzden bir ayı daha çaldı ..2009'un temmuzu kayıp gitti ellerimizden,nur topu gibi bir ağustosumuz oldu..
bugün 1 ağustos 2009..