24 Nisan 2010 Cumartesi

bak bi de bu vardı.

eskiler başka bir yerde mi yaşadılar hayatlarını;başka bir boyutta mı,yoksa eskiler hakkaten bi başka mı?müthiş bir hikayeyle devam ediyorum şimdi.bu başlık altında yazacaklarımın en güzeli olmaya aday bir nostaljik öğe!

Erzurumlu güzel insan Erol Ağabeyle muhebbet ederken,laf eski evlere,eski adetlere geldi."eskiden,kapıların üzeride iki tokmak olurdu.bunlardan biri büyük diğeri daha küçük idi.büyükçe olan,küçüğüne göre,-yalan olmasın- bir karış kadar yukarda olurdu.peki yetmiyor muydu bi tane?yetiyordu tabi!peki iki tokmağın lüzumu ne?şimdi şöyle:kapıya gelen erkekse büyük tokmağı,kadınsa küçük tokmağı döverdi.buna göre içeridekiler de gelenin kadın mı erkek mi olduğunu anlar;erkeğe kapıyı erkek,kadına kadın açardı!"

o,müthiş bir Erzurum şivesiyle anlatırken bütün bunları,ben cümlelerin,kelimelerin,seslerin arasında dolanıyorum.sohbet hiç bitmesin istiyorum için için,bi yandan da,vakit bulup bunları yazmak için kuduruyorum!devam etti:"kapının önünde kova görsen ne dersin şimdi?yolda yürüyorsun kapının önünde bir kova var..bi anlamı var mı?artık yok!!ama eskiden,Erzurum'da bir kapının önünde kova varsa,o evde erkeksiz,dul bir bayan yaşıyor demekti.bu kovayı boş gören her kimse,o kadıncağızın işini yapacak kimsesi yok diye,o kovaya çeşmeden su doldurup kapının önünde bırakırdı.kapıya vurup bıraktığını işaret eder,sonra kendi işine giderdi..."

melül melül baktığımı görünce,hikayelerden ve sohbetten çok keyif aldığımı anladı tabi..başladı gülmeye:
"e sen sordun oğlum,ne bahirsen eyle balıh kimin!!sordun anlattıh da!aha eşte,eskiden insanlıh ta vardi!"

insanlık;tabi ya,bak bi de bu vardı!!