7 Ocak 2010 Perşembe

çocuk gibi sevinmek...


çocukken babam elinde bir CASIO saatle gelmişti.."uzat bakayım elini" deyip,koluma takmıştı..ulan ne gündü be..sabah okula yalpalayarak gitmiştim.saatin takılı olduğu sol taraftaki ağırlıktan (!) sebep,vücudun balansını tutturamamıştım bir türlü..birileri saat sorsa da söylesem telaşındaydım..evden okula kadar,önünden geçtiğim 50 kadar dükkanın saatine göre yeni baştan,yeni baştan ayarlamıştım saatimi..bi bi dakka ileri,bi iki dakka geri..

canım abim Engin DOĞAN'ın cevapsız çağrılarını gördüm uyandığımda..4 kere aranmışsam,ben cevap vermemişsem,arayan Engin Abimse ve ben onu birazcık tanıyorsam,Engin Abiyi iyi günaha sokmuşumdur demektir..küfürün bini bir paradır ve onun bütün servetini bu konuda harcamaya yetecek bir siniri vardır..

bana getirdiği bir hediye için aramış meğer.yukarıdaki fotoğrafta elimde tuttuğum Antalyasporumun forması için aramış meğer..futbolculuk döneminden arkadaşı,Ankaragücü'nün eski kaptanı,şimdilerde bir çok ünlü futbolcunun menejerliğini yapan Tarık ÜSTÜN aracılığıyla bu formayı getirtmiş bana..

ömrümün son 7 yılının büyük kısmını dolduran o arma,o renkler,o forma...üzerindeyse adını haykırdıklarımın,komşularımın hepsinden,tanıdıklarımın bazılarından daha fazla sevdiğim o adamların imzaları..Tita'nın,Necati'nin,Yalçın'ın,Şenol'un...çocuk bir sevinç bütün bedeni zaptetti bir anda..gözlerim bir daha hiç bu kadar parlayamaz dediğim kadar parladı...astım baş ucuma formamı..heyecanı geçene kadar yaşatacağı o büyük duygu yoğunluyla uyuyup,öyle uyanacağım..

..yaş 25 oldu ki,yaklaşık 15 yıl geçti o CASIO'nun üstünden veya içinden..
ve ben..
10 yaşımda ki çocuk oldum yeniden...

teşekkürler canım Abim...çoook teşekkürler...