24 Şubat 2010 Çarşamba

hesap

usta..susta içimde ki sesleri dinleyeyim!bırak öğütlendirmeyi beni..öğütlenmelerden ve umutlanmalardan bıktığım kadar,bıkmadım hiçbirşeyden..herkesi sustur,ışıkları söndür,perdeleri indir!bir kerecik beni dinleyin olmaz mı?az mı bekledim lafınızın bitmesini,kelimelerinizin tükenmesini,dilinizin susmasını..uslanmadı yaramaz cümleleriniz beni yaralamaktan..bırakın bir kere de ben vurayım belden aşağı,bir kere de ben yakayım canınızı,bir kere de siz çekin benim nazımı...olmaz mı!?

beni ve yüreğimi bu hikayenin iki kahramanı diye hayallerken ben,kahramanlığımıza bin şahit gerektiğini de kabullendim,hiç istemeden.bir ara durduk,"napcaksınız lan bin şahidi" diyecek olduk;demedik!birimiz bine bedeldik bize sorsan,ama bizden yana değildi matematik!"bir eşittir bir" diye tutturmuştu,hassiktiri basıp,utangaç bir tavırla şıracıyı göstermiştik ..oydu şahidimiz,biz bozacı..acı,çok acı!biz çocuklarımıza miras bırakalım gibisinden felsefik triplere bindirmişken olayı,suya vermişlerdi hikayemizi..yaralamışlardı,kırmışlardı,acıtmışlardı bizi..matematiği zayıf,hesabı kuvvetli amcalarımız vardı biz çocukken.hocalarımızdan açı hesaplarını öğrenememiştik ama,onlar acı hesaplamayı öğretebilmişlerdi bize.hayatta attığın en büyük kahkahayı ve en hüngürtülü ağlamanı geçiriyordun hafızandan ve bitiveriyordu hesaplama!hangisi daha fazla geliyorsa aklına,anlatmış oluyordu,neyi,ne kadar yaşadığını,sana!

ben de bugün hesaba giriştim,eşeleyerek geçmişin mezarlarını..her mezardan bir hortlak fırladı,her hortlaktan bana ait bir mezar!herkes kendi göğsünde bir mezar eşmişti bana.her gün bir parçamı gömmüşlerdi,azar azar!!göreyim diye bu manzarayı,geriye gözlerimi bırakmışlardı!bir de hissedeyim acısını diye,yüreğimi..gördüm yeni baştan,mazide ne yaralamışsa bizi!.bütün kulaklardan silmişlerdi sesimizi,parmak izimizi temizlemişlerdi ellerinden.fotoğrafımız çıkarılmışdı cüzdanlardan,şiirlerimizi taşınırken veya evi boyatırken kaybetmişlerdi.beraber çekindiğimiz fotoğraflar haylaz bir yeğenin şımarıklığına kurban gitmişti!..uzatmayalım usta,senin anlayacağın,her vicdanın kendi sulh mahkemesinde,vasiyetimizi yazmaya bile fırsat vermeden,yayınlamışlardı verasetimizi..düş düşe verdiğimiz memleket sokaklarında,kayıtlardan düşmüşlerdi bizi!

usta,sonuç diye bir merak düşecek şimdi aklına..sonucu ne sorsan,ne ben söylesem,ne güzel olur bi bilsen usta!!..kimseye vereceğimiz,kimseden alacağımız kalmasın diye oturduk masaya da,baktık ki fazlasıyla ödemişiz,ve hep alacaklı kalmışız hayattan.üstü kalsınlarla yuvarlayıp,uzatmadan çizdik alacakların üstünü..zaten öyle bir davaya düşmüşüz ki,alacağımız var diye bile,asarlar bizi!!ve olmaz olası hesabın neticesi:aldık vicdanımızı elimize,hatıralarımızı listeledik,çocukluğumuzun envanterine düşülmüş bütün herşeyi bir kalemde tekrar ettik.bir kantar geldi ortaya,koy dediler ne varsa..bir kefesine kurulan hayallerimizi koyduk usta,bir kefeye,kırılan hayallerimizi...ağladı terazi....