10 Şubat 2010 Çarşamba

yıllar sonra..


bir zamanlar bir şeyler paylaşmış,sonra irtibatı koparıp,çook uzun süre tekrar aynı masaya oturmuş 2 insan gibi cümlelerin arasına giren boşluklarda bir telaşlanma..o beni süzüyor,ben onu..yalandan,aslında hiç merak etmediğimiz konular hakkında sorular soruyoruz birbirimize..

-ee,anlat..
-ne anlatayım?

hiç bir şey anlatmamalıyız oysa..susmak en güzeli..gözlerimizden gelip geçenlerin şifresini çözme uğraşına girmeliyiz.iyi de ben çok sevdiğimin gözlerine bakamam ki..o zaman kemirdiğim dudaklarımdan anlamalı onu ne kadar özlediğimi.ben hep böyle yaparım,anlatamadığım kadar mutluyken,tanıyor o beni!

bu yazıyı fazla uzatamayacak kadar mutlu hissediyorum kendimi..karşımdaki kapıdan çıkıp,kalabalığına karışarak,yeni baştan seveceğim bu kenti..ellerimden tutup gezdirsin beni çocukluğumda diye,rehberim,ebeveynim,arkadaşım,sırdaşım,sevgilim,annem ilan ediyorum bu memleketi!!


şehrin bir ucunda bir uzun sur;Urfa Kalesi!Urfa Kalesinin surlarında bir çocuk,kaşısında sevdalısı olduğu şehrin uğultuları,göğsünde herkese kırgın bir türkü,dalgalı saçlarında Akdeniz Rüzgarı....