4 Aralık 2009 Cuma

Dünyayı Kurtaran Adam (+18)



nasıl bir şeydi,neden yapılmıştı,hangi aklın ürünüydü,çekildikten sonra hangi vicdan sindirebilmişti ve izlenmesi "para karşılığı" bir hadiseye bağlamıştı bilmiyorum..Flying Dutchman'in blogunda rastladım,daldım gittim gene..biliyorsunuz blogda,sinema filmlerinden alıntılara yer veriyorum..bu filmden alıntı yapmaya kalksam,ömrümden ömür gider,onu da koysaydım,bunu da koysaydım diye..aşağıda filmin başlangıcındaki giriş metni var..altını çizmeye kalkmıyorum bazı cümlelerin,o kadar vaktim yok :)çocuklarınızı yazıdan uzak tutun..


İnsanoğlunun ilk uzaya açılıp aya gitmesiyle uzay çağı başlar. Uzay çağı dünyalılar için bir ilerleme çağıdır. Binlerce yıl böyle yaşamışlardı, uzay çağı geçmiş, zaman ve yaşam galaksi çağına ulaşmıştı. Yüzbinlerce yıl geri kalmış , dünya ve gezegenler sistemi uzayda galaksi sistemine dönüşmüştü. Medeniyetler, tarihler geride kalmış, insanlar ilk çağlardaki gibi basit yaşamla yetinmeye başlamışlardı ve bütün güçleriyle ölümsüzlüğü bulmak, devamlı yaşamı sağlamak için amansız bir çalışma ve mücadeleye girmişlerdi. Bu çağda dünya milletleri, medeniyetleri, ırkları dinleri ayrı devletler halinden çıkıp, tek bir varlık haline geldiler. Tek bir dünyalı yaşayışları ve kavimleri, galaksi çağının dünya insanlarını meydana getiriyordu. Dünya çılgın bir silahlanmanın sonucu olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti. Dünya bu gibi tehlikeleri bir kaç kez geçirmiş, hiçbir kuvvet dünyayı yok edememiş fakat dünya bazı zamanlarda parçalara ayrılmış, dünyadan kopan parçalar uzayda meteor taşları haline gelmişti.







Bazı gezegenlerde hayat devam etmekte, yaşam sürmekteydi ama nükleer savaş çok hızlanmıştı. Hükmetmek, daha güçlü olmak için o güzel, mutlu dünya delice parçalanırken, birden gizli ve çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya kaldı. Beş milyar yıl önce ışın ve enerjiden madde haline gelen dünyamız, galaksi çağında lazer ışınlarının etkisiyle toz bulutları haline gelip parçalanmaktadır. Bu düşman kimdi, hangi galaksideydi? Bütün dünyalılar bu tehlikeye karşı tek bir silah kullandılar. İnsan beyin gücü ve iradesiyle birleştirilmiş bir tabakayla karşı koymaya başladılar. İnsan beyin moleküllerinin sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir tabaka dünyayı koruyordu. Dünya her saldırı karşısında toz bulutu haline gelmekte, önündeki koruyucu kalkanın arkasına sığınmaktaydı. Bu kalkanı delecek tek güç insan beyini ve iradesiyle yaratılacak bir silahtı. Ama gerçekte , galakside bulunan dünya düşmanları silahları ne kadar güçlü olursa olsun beyinleri yoktu. Dünya ve insanın değeri sonsuzlukta en büyük silahtı. Dünyalılar bu bilinmeyen düşmanı aramaya başladılar. Ama ne yazık ki gönderilen hiçbir savaşçı geri dönmedi. Dünyalılar toplandılar, kavimler bir araya gelip çare aradılar. Tek çare düşmanı bulup savaşmaktı. En güçlü en büyük iki Türk savaşçısı ve diğer dünyalılar uzaya açılıp bilinmeyen düşmana savaş ilan ettiler. Bazı dünyalılar bu savaşa katılmadılar . Fakat hayal güçlerini gerçek ve mantıkla birleştiren her insan bu savaşa katılıp kazanmak azmindeydi.