16 Ekim 2009 Cuma

araştırMA,geliştirME!bırak dağınık kalsın!!


Masanın en yaşlısı olmanın verdiği çok tuhaf bir hisle,konuşulanları dinliyordum.yaş ortalaması 20 bile değil..konuşulan konu ise yaş ortalamasına ters.. çalıştığım otele stajyer olarak gelen çocuklar, bacak kadar veletler savaşı konuşuyorlar personel kafeteryasında..İsrail ve Amerika var hedeflerinde..iyi,hoş da,daha çok şey öğrenmeleri gerektiğinin farkında bile değiller;dolduramıyorlar söylediklerinin altını.. sohbetin ana teması SAVAŞA HAYIR’ken,zaman zaman İSRAİL’e ve/veya AMERİKA’ya HAYIR oluveriyor..

“Sizin ülkeniz bu işte ne kadar suçlu?” diye bir soru atıyorum ortaya..oklar AK Parti’ye çevriliyor..”Kim seçti AK Parti’yi diyorum?” “Halk!” diyorlar..”Halk kim?” diyorum,cevabı bilmezden geliyorlar..bakışları “halk biziz!“ diyor..soruyu bir kere daha her kelimesine vurgu yaparak soruyorum:”SİZİN ÜLKENİZ,YANİ SİZ,BU İŞTE NE KADAR SUÇLUSUNUZ?”

Öyle ya,dünyaya mal olmuş bir icadımız var bizim..her dilde “yoğurt” o kelime..o bizim!!ama elin İsraillisi o yoğurda birkaç çilek atıp,meyveli yoğurt diye kakaladığında gidip o raftan o yoğurdu alıp yiyen vatandaş da bizim!!benim ülkemin hasadıyla yapılan,yabancı sermaye ürünü fındıklı çikolatayı ekmeğe sürüp, çocuğuna yediren vatandaş da bizim!!”e abi tamam sen hükümeti destekleyebilirsin,saygımız var ama…” diye,olayı başka tarafa çekmek isteyen bir cümle girişimini,oy verdiğim partinin amblemini taşıyan anahtarlığı masanın ortasına koyarak savıyorum sohbetin kenarından..suçlu olduğunuzu kabul edin önce diyorum..o savaşa verdiğiniz desteği kabul edin önce!!”e yani..”ler dökülüyor dudakların arasından..

Bunları konuşmaları güzel..ama konuşma şekilleri değil!!karavanaya sallayarak,söylediklerinin özünü bilmeden,kulaktan dolma konuşmak,bu taze beyinleri araştırmaktan,araştırarak öğrenmekten alıkoyuyor..Pigalle’deki Cezayirlilerden haberi bile yokken,Paris’i her köşesinde çiftlerin seviştiği bir şehir kabul eden;kendi abazalığımızı rus kadınlarının namussuzlu adıyla saklamaya çalışan;solculuğun anlamını atadan kalma zihniyetle allahsızlık kabul edip,her muhabbette “Deniz Baykal varken CHP’ye oy vermem” yalanını atan bir toplum olmuşuz zaten,düzeltemesek bile,hiç olmazsa bu haliyle kalması için gayret edelim..

Kötünün iyisiyle avutuyoruz ya kendimizi;”Allah beterini vermesin”lerle aydınlık yarınlara bakmaya çalışalım yeniden!!!

Hadi hayırlı traşlar!!