İnsanoğlunun yaratılmışların en çirkefi olduğunu öğrendiğim, tanrı tarafından uygulanan özel bir programla tabi tutulduğum, hızlandırılmış bir kurstu ömrümün son bir yılı!yeni öğrendiklerimi koyup ceplerime üzerine sil baştan yürüyeceğim hayatın.. hayattaki en büyük klişelerden biridir:”benim en büyük hatam,herkesi kendim gibi sanmam!”.. ve hayatım hayatım boyunca karşılaştığım klişelerden şu an ki ruh halime en çok yakıştırdığım da bu-maalesef-..
Arkadaş dediklerimi bir kere daha getirip geçirdim gözlerimin önünden..”arkadaş dediğin bir yığın hergeleden başka bir şey değildir!” diyen yazarın ellerinden öpmek isterdim şu an..”ne kadar yanılmışım!” dedim onları dinlerken,onlara bakarken…onları hayatımda bu kadar güzel yerlere sokmakla ne kadar haksızlık etmişim hayatıma! Onlar için her şeyi yapmaya hazır bir bünyenin arkadaşları,o bünye için yapacak hiçbir şeyi olmayanlardı!!bir yorum değildi bu.zaman göstermişti bunu bütün çıplaklığıyla,onlar bunu kanıtlamışlardı!!!hayatım,hayatıma girmeyi hak etmeyecek kadar,uğruma bir şeyler yapabilme cesaretinden,özverisinden,sadakatinden uzak,insanların istilası altındaydı!!!
16-17 yaşlarındaydım..Urfa’nın kavurucu sıcaklarının etkisini henüz hissettirmediği bir yaz başlangıcıydı.arkadaş dediklerimden birisi –ki hala arkadaş diyebiliyorum ona tanrıya şükür!- pek hazzetmediğim bir kızla çıkmaya başlamıştı..kızdan niye hazzetmediğimi bilmiyorum,bildiğim onun da benden hiç ama hiç hazzetmediğiydi..aynı mahallenin,aynı okula giden 3 çocuğuyduk..kızla karşılıklı sataşmalarımız,artık bir nevi “yengem” olduğu için,tamamen onun tarafından yapılan tek taraflı saldırılara dönmüştü..bir akşamüzeri,bizim evin sokağına girince karşıdan gelen,halen büyük saygı duyduğum Eyüp Amcayı,bir hışımla üzerime yürürken buldum.hayırdır demeye kalmadan bir tokat patlattı ki,halen suratımın büyüyen daireler halinde sızladığını hatırlarım.tokadın sebebini Eyüp Amca bana saydırırken anladım..Eyüp Amcanın kiralık verilmek üzere boşta bekleyen dükkanının,gazete kaplı camı,bir adet “Fresh Gazoz” şişesiyle un ufak edilimişti.maddi zarar,o günün parasıyla “dört buçuk milyon”du..Eyüp Amca,bir de nasihat veriyordu,madem böyle bir şey yaptım,gidip dürüstçe söylememi tembihliyordu..Allahtan Zeynep görmüştü de ona söylemişti!! tahmin edeceğiniz gibi Zeynep,arkadaşımın kız arkadaşıydı..Zeynep ismini duyana kadar “yav iyi de Eyüp Amca ben 2 gündür Bozova’daydım,daha mahalleye şimdi geldim!” demek için fırsat kolluyordum..ama o ismi duyunca vazgeçmiştim söylemekten! Ben dayak yiyen,mahallenin serserisi olmayı,”arkadaşımın kız arkadaşının bir yalancı olmasına” tercih etmiştim!!benim için bunu yapabilecek kaç arkadaşım var diye bakıyorum şimdi etrafıma melül melül…bir?iki?...yok yok..en fazla bir…tamam,belki iki!!
Geçen zaman içerisinde,artık mazide kalmış veya uzaktan süren,araya mesafelerin girdiği arkadaşlıklarım adına çok şey olmaya razı oldum.onlarda benim için..o yüzden o arkadaşlıklarımın tadı,şimdi yaşadıklarımın %90’nından daha gerçek benim için.. beni bilen bilir,telefonla konuşmak yerine yüz yüze konuşalım diye,yağmurda,hem de Antalya’nın sağnak yağmuru altında 15 dakika yol yürümüşlüğüm vardır.. mesajlaşmaktan nefret edenler parti kursa,başkanı seçimsiz-oylamasız ben olurdum.. ama şimdi çevremdekilerin %90’ıyla bir yerlerde oturup bir şeyler yapmak yerine internet sohbet ortamlarında,lise,eski mahalle,çocukluk arkadaşı arıyorum!!
Vakt-i zamanında en yakın arkadaşlarımdan biriyle aramız açılmıştı..onun yerine birini koyabilmek için 7-8 ay uğraşmıştım,en sonunda da vazgeçmiştim..bakıyorum şimdi..beni veya bir başkasını en yakın kabul edenlere..diyorum ki çıkıp gitsem hayatından ne kadar hisseder yokluğumu..kalıbımı basarım!!!isteyene yemin de ederim,en fazla,taş çatlasın,1 hafta!!!e nerde kaldı benim en değerliliğim,benim en yakınlığım..kandırmayın ulan kimseyi,değilim!!!
Şunu bilin;artık siz de değilsiniz!!benim için en değerli,en yakın yok..yakın var,değerli var..kontenjan dolu yalnız onu söylim!!beni kaybettiniz!!!!ben her biriniz için çok şeyi göze aldım,ispat etmeye ihtiyaç duymuyorum,alçakgönüllülük de yapmicam bu sefer!ama siz sırf benim hatırıma,size dokunan,”birkaç benim olana” göz yumamadınız..sineye çekemediniz olan biteni..göz yumalım diyemediniz..çünkü sizin gururunuz,sizin kendi hayatınız,kendi duygularınız,kendi egonuz,kendi ihtiyaçlarınız vardı!!!ben sizlere aylığımın yarısını,alamayacağımı bile bile borç verirken, kaçırdığınız kızla gelip kapımı çaldığınızda evime alırken;işimi,çevremin gözündeki saygınlığımı,kız arkadaşımla ilişkimdeki huzuru kaybetmeyi göze almışken,benim de duygularım,benim de egom,benim de gururum vardı!!!düşünmediniz!!!sevgiliniz terk ettiğinde çağırdığınızdım..nasihatlerime,yardımlarıma ihtiyacınız vardı ve ben ordaydım!!başınızı yasladığınız omuz,sarhoşken sarıldığınızdım!!!sır verdiniz bana, kendi içinizdeki zehri dökme telaşına,”bana duyduğunuz güvenin göstergesi” etiketini taktınız!!kendi derdimi anlatma sırasının bana gelmeyeceğini bile bile,her “dertleşelim” dediğinizde koşanınızdım!!!ne aldatılmışım…ne aldanmışım!!!
Benim olana,benim hatırıma tahammül edemeyen bir insan yığınına sırtımı yasladığım bunca zaman gelip geçti gözümün önünden bu akşam..kurallarını bizzat koyduğum bir oyundur bundan sonra hayat..sizlerse rol verdiğim birkaç figüran..güleceğim yüzünüze..kahkahalarım her zamankinden şen olacak.hep yakınınızda durup,hep yanınızdaymışım gibi bakacağım gözlerinize,ama gözlerim aslında yalan boşluklara bakacak!görmeyeceğim sizleri..toplanacaksınız,ben olmayacağım..dertleşmek istediğinizde,bana ihtiyaç duyduğunuzda benim hep önemli bir işim olacak!!ağlamak istediğiniz omuz olduğumda,halı saha maçı gözyaşlarınızdan daha çok önem kazanacak..ahan da buraya yazıyorum,aynen böyle olacak!!
Bir anlık hırsla yazılmış bir yazı değildir,öyle sanmayın..her satırı,her kelimesi üzerinde durulmuş,her harfi düşünülerek yazılmıştır..kimler üstüne alınır,kimler “haa,öyle mi…peki görürsün sen!!” der,kim kılıcını kuşanır,kim beni hayatından siler,bilmiyorum ve UMURSAMIYORUM!!ben “fıstık yeşili bir okulda paylaştığım gerçek dostlukların hayatıma kattığı ışıkla”,siz hiç fark etmeden,ruhunuz bile duymadan hepinizin kalbine şu cümleleri yazıyorum:”ŞEYTANIN OKŞADIĞI GURURUNUZU, ARKADAŞ DEDİĞİNİZ BU ADAMIN HATRINA BİR KENARA ATAMADINIZ YA;BEN DE BENİM OLAN NE VARSA,ONUN HATRINA,SİZİ HAYATIMDAN,DEF EDİYORUM!!!”
Arkadaş dediklerimi bir kere daha getirip geçirdim gözlerimin önünden..”arkadaş dediğin bir yığın hergeleden başka bir şey değildir!” diyen yazarın ellerinden öpmek isterdim şu an..”ne kadar yanılmışım!” dedim onları dinlerken,onlara bakarken…onları hayatımda bu kadar güzel yerlere sokmakla ne kadar haksızlık etmişim hayatıma! Onlar için her şeyi yapmaya hazır bir bünyenin arkadaşları,o bünye için yapacak hiçbir şeyi olmayanlardı!!bir yorum değildi bu.zaman göstermişti bunu bütün çıplaklığıyla,onlar bunu kanıtlamışlardı!!!hayatım,hayatıma girmeyi hak etmeyecek kadar,uğruma bir şeyler yapabilme cesaretinden,özverisinden,sadakatinden uzak,insanların istilası altındaydı!!!
16-17 yaşlarındaydım..Urfa’nın kavurucu sıcaklarının etkisini henüz hissettirmediği bir yaz başlangıcıydı.arkadaş dediklerimden birisi –ki hala arkadaş diyebiliyorum ona tanrıya şükür!- pek hazzetmediğim bir kızla çıkmaya başlamıştı..kızdan niye hazzetmediğimi bilmiyorum,bildiğim onun da benden hiç ama hiç hazzetmediğiydi..aynı mahallenin,aynı okula giden 3 çocuğuyduk..kızla karşılıklı sataşmalarımız,artık bir nevi “yengem” olduğu için,tamamen onun tarafından yapılan tek taraflı saldırılara dönmüştü..bir akşamüzeri,bizim evin sokağına girince karşıdan gelen,halen büyük saygı duyduğum Eyüp Amcayı,bir hışımla üzerime yürürken buldum.hayırdır demeye kalmadan bir tokat patlattı ki,halen suratımın büyüyen daireler halinde sızladığını hatırlarım.tokadın sebebini Eyüp Amca bana saydırırken anladım..Eyüp Amcanın kiralık verilmek üzere boşta bekleyen dükkanının,gazete kaplı camı,bir adet “Fresh Gazoz” şişesiyle un ufak edilimişti.maddi zarar,o günün parasıyla “dört buçuk milyon”du..Eyüp Amca,bir de nasihat veriyordu,madem böyle bir şey yaptım,gidip dürüstçe söylememi tembihliyordu..Allahtan Zeynep görmüştü de ona söylemişti!! tahmin edeceğiniz gibi Zeynep,arkadaşımın kız arkadaşıydı..Zeynep ismini duyana kadar “yav iyi de Eyüp Amca ben 2 gündür Bozova’daydım,daha mahalleye şimdi geldim!” demek için fırsat kolluyordum..ama o ismi duyunca vazgeçmiştim söylemekten! Ben dayak yiyen,mahallenin serserisi olmayı,”arkadaşımın kız arkadaşının bir yalancı olmasına” tercih etmiştim!!benim için bunu yapabilecek kaç arkadaşım var diye bakıyorum şimdi etrafıma melül melül…bir?iki?...yok yok..en fazla bir…tamam,belki iki!!
Geçen zaman içerisinde,artık mazide kalmış veya uzaktan süren,araya mesafelerin girdiği arkadaşlıklarım adına çok şey olmaya razı oldum.onlarda benim için..o yüzden o arkadaşlıklarımın tadı,şimdi yaşadıklarımın %90’nından daha gerçek benim için.. beni bilen bilir,telefonla konuşmak yerine yüz yüze konuşalım diye,yağmurda,hem de Antalya’nın sağnak yağmuru altında 15 dakika yol yürümüşlüğüm vardır.. mesajlaşmaktan nefret edenler parti kursa,başkanı seçimsiz-oylamasız ben olurdum.. ama şimdi çevremdekilerin %90’ıyla bir yerlerde oturup bir şeyler yapmak yerine internet sohbet ortamlarında,lise,eski mahalle,çocukluk arkadaşı arıyorum!!
Vakt-i zamanında en yakın arkadaşlarımdan biriyle aramız açılmıştı..onun yerine birini koyabilmek için 7-8 ay uğraşmıştım,en sonunda da vazgeçmiştim..bakıyorum şimdi..beni veya bir başkasını en yakın kabul edenlere..diyorum ki çıkıp gitsem hayatından ne kadar hisseder yokluğumu..kalıbımı basarım!!!isteyene yemin de ederim,en fazla,taş çatlasın,1 hafta!!!e nerde kaldı benim en değerliliğim,benim en yakınlığım..kandırmayın ulan kimseyi,değilim!!!
Şunu bilin;artık siz de değilsiniz!!benim için en değerli,en yakın yok..yakın var,değerli var..kontenjan dolu yalnız onu söylim!!beni kaybettiniz!!!!ben her biriniz için çok şeyi göze aldım,ispat etmeye ihtiyaç duymuyorum,alçakgönüllülük de yapmicam bu sefer!ama siz sırf benim hatırıma,size dokunan,”birkaç benim olana” göz yumamadınız..sineye çekemediniz olan biteni..göz yumalım diyemediniz..çünkü sizin gururunuz,sizin kendi hayatınız,kendi duygularınız,kendi egonuz,kendi ihtiyaçlarınız vardı!!!ben sizlere aylığımın yarısını,alamayacağımı bile bile borç verirken, kaçırdığınız kızla gelip kapımı çaldığınızda evime alırken;işimi,çevremin gözündeki saygınlığımı,kız arkadaşımla ilişkimdeki huzuru kaybetmeyi göze almışken,benim de duygularım,benim de egom,benim de gururum vardı!!!düşünmediniz!!!sevgiliniz terk ettiğinde çağırdığınızdım..nasihatlerime,yardımlarıma ihtiyacınız vardı ve ben ordaydım!!başınızı yasladığınız omuz,sarhoşken sarıldığınızdım!!!sır verdiniz bana, kendi içinizdeki zehri dökme telaşına,”bana duyduğunuz güvenin göstergesi” etiketini taktınız!!kendi derdimi anlatma sırasının bana gelmeyeceğini bile bile,her “dertleşelim” dediğinizde koşanınızdım!!!ne aldatılmışım…ne aldanmışım!!!
Benim olana,benim hatırıma tahammül edemeyen bir insan yığınına sırtımı yasladığım bunca zaman gelip geçti gözümün önünden bu akşam..kurallarını bizzat koyduğum bir oyundur bundan sonra hayat..sizlerse rol verdiğim birkaç figüran..güleceğim yüzünüze..kahkahalarım her zamankinden şen olacak.hep yakınınızda durup,hep yanınızdaymışım gibi bakacağım gözlerinize,ama gözlerim aslında yalan boşluklara bakacak!görmeyeceğim sizleri..toplanacaksınız,ben olmayacağım..dertleşmek istediğinizde,bana ihtiyaç duyduğunuzda benim hep önemli bir işim olacak!!ağlamak istediğiniz omuz olduğumda,halı saha maçı gözyaşlarınızdan daha çok önem kazanacak..ahan da buraya yazıyorum,aynen böyle olacak!!
Bir anlık hırsla yazılmış bir yazı değildir,öyle sanmayın..her satırı,her kelimesi üzerinde durulmuş,her harfi düşünülerek yazılmıştır..kimler üstüne alınır,kimler “haa,öyle mi…peki görürsün sen!!” der,kim kılıcını kuşanır,kim beni hayatından siler,bilmiyorum ve UMURSAMIYORUM!!ben “fıstık yeşili bir okulda paylaştığım gerçek dostlukların hayatıma kattığı ışıkla”,siz hiç fark etmeden,ruhunuz bile duymadan hepinizin kalbine şu cümleleri yazıyorum:”ŞEYTANIN OKŞADIĞI GURURUNUZU, ARKADAŞ DEDİĞİNİZ BU ADAMIN HATRINA BİR KENARA ATAMADINIZ YA;BEN DE BENİM OLAN NE VARSA,ONUN HATRINA,SİZİ HAYATIMDAN,DEF EDİYORUM!!!”