şu fotoğrafı görür görmez kendi çocukluğum geldi aklıma..genelde çocukluk anılarımın hepsinde başroldeyimdir.herkesin böyle mi bilmiyorum ama,benim çocukluğuma dair hatırladığım bütün anılarda ben,olayın baş kahramanıyım.hep iyi rollerdeyim üstelik..sempatik,çalışkan,temiz,başarılı,komşunun efendi oğlu,sınıfın en sevilen adamı falan..lise yıllarına doğru,başrol paylaşıyorum bu sefer.yanımda bir başka arkadaşım da oluyor.bu kez o arkadaşımla beraber ilgi odağı olma,dikkati kendi üzerime çekme telaşındayım.olduk olmadık zamanlarda bir şiir okuyup,arkasından "kendi şiirim" diye eklemeler,"size bir türkü söylim,size bir fıkra anlatim,size taklit yapim" türünden ilgi çekebilmek adına çabalamalar falan..okul sonrası hayat ve askerlikle beraber gelen yıllarda ise,deyim yerindeyse,sürekli aşağıya giden bir grafik..ringin köşesine sıkışmış bir boksör gibiyim ve dayak yiyorum durmadan..gardım düşmüş,gong çocukluk kadar uzak..
sonra,hayatıma giren ve hiç hesapta olmayan bir varlık,meslek sahibi olmak gibi bir amaç,askerliğin verdiği olgunluk,toplumsal statünün gözümde arzettiği önemin artması derken,birden kendime çeki düzen verme ihtiyacı hissetmiştim..hiç unutmam bir ikindi vakti Belek-Kadriye arası yolda yürüyüşe çıkmıştım,güneşe doğru..güneşin içime doğması hissi mi,yoksa içime nur doğması olayı mıdır nedir,yaklaşık 15 saniye kadar hızlı hızlı yürüyerek planladım kafamdan bir şeyler ve o anda aynı hızla ters istikamete dönüp hızla eve koyuldum.bir ajandam vardır benim.o ajandayı açıp önümdeki 5 yılın planlamasını yaptım kendimce..o fotoğrafı gördüğüm an gözümde beliren çocukluk anıları,neler oldu şu hayatta muhasebesi beni o ajandanın başına getirmişti.2,5 sayfalık yazıyı okurken suratımda yavşak bir gülümseme belirmedi desem yalan olur..ve hayatımda ilk defa,evet ilk defa kendimle gurur duydum ben!aklımın erdiği günden beri kendimi hep sevmişimdir..affedilmeyecek günahlarım var benim,herkesten sakladığım günahlarım!!kimseye söylemediğim kusurlarım var..ama sonuçta ben onların bütünüydüm işte!kendimi sevme hakkımı kullanmak en doğal hakkımdı benim,ve sevmiştim,seviyorum,severim kendimi..ama yazdığım gibi,"ilk defa" kendimle gurur duydum..
o yazıyı kaleme aldığım gün şu an çalıştığım turizm-otelcilik sektöründe ilk haftalık iznimi hakettiğim gündü.yani otelcilik sektörünün en fazla 2 haftalık çalışanıydım,anlayacağınız -en klasik tabirle- daha yolun başındaydım..insanların açığını aramaya başladım o dakikadan sonra.kimsenin açığını yüzüne vurmak değildi niyetim,ama herkesin açığını bulup kendi açıklarımı kapatacaktım.hiç kimsenin ekmeğinde gözümüz yoktu,hala yok;ama ekmeğin en güzel yerini yemek için herkesin ortak şansı vardı.ben insanlarda bulup,kendimde kapattığım açıklarla,ekmeğin en güzelini kapacaktım..acımasız bir döngünün içine düşmüşseniz eğer,duadan ve taktirden çok daha fazlasına ihtiyacınız vardır bundan emin olun!şunu söyleyebilirm açık yüreklilikle,bir üst mevkide boşalan her pozisyon için hırs duymuyorsanız,dünyada bütün işleri yapabileceksiniz demektir;bütün işlerin,en alt kademelerini!!hırslı olmalısınız..hırsınız gözünüzü bürümeyecek ama,onu her zaman kullanıma hazır tutacaksınız.melekleriniz ve şeytanlarınız eşit sayıda olacak bir kere..sadece meleklerle de yola çıkılmaz,sadece şeytanlarla da..kendiniz için daha iyisini istemek,sizden başka herkes için kötüsünü dilemek demek değildir.siz kendiniz için en iyisini istemelisiniz..geri kalanların kendileri için ne isteyeceklerini kendileri bilir..
işte ben bu ruh haliyle çıktığım yolda,neler yapmışım diye şöyle bi baktım ajandama!planladığım 5 yıl henüz dolmadı.o gün hedefim,5 yıl sonra bulunduğum hiyeraşik düzende 4 basamak atlamış olmaktı ama, Allah'a şükürler olsun ki,ben o planlamada varmak istediğim yere varmışım,kalan zamana oynuyorum şimdi..yapmam gerekenin geri kalan zamanı,bir üst kademede ihtiyacım olan şeyleri tamamlamak olduğunu biliyorum tabiki ve var gücümle çalışıyorum..Allah utandırmasın diyebiliyorum sadece..(daha doğrusu mamo,utanmamak için elinden geleni yapsın ve bu çabasını gören Allah notunu kırmasın,belki üstüne bi de kanaat kullansın diye!)
o nottan bugüne neler değişti,neler değişmedi tam olarak bilemiyorum..tarih,mevsimler,aldığım ünvanlar,üstümdeki-altımdaki insanlar...değişen çok şey oldu besbelli..bugün bu yazıyı umutla bana yazdıran bir şey var ki,o da bana o yazıyı yazdıran ruh halinin bana kattığı şeylerin halen bu bünyeye yön vermesi ve bu ruh halinin henüz değişmemiş olması..
yüreğimde tomurcuklanan bir çiçekti hayat dediğiniz şey,ona bir kuş kondu ve bana şunu söyledi:hayallerini gerçekleştirmek için,kendin için,kendine verdiğin söz için:koşmaya devam oğlum mamo,herşey çok güzel olacak!