Bölüm-1/ÖZEL BÖLÜM
Aydemir isimli arkaaşımız,babadan kalma marangozhaneyi
batırmış,yaşı nerdeyse 30 olmasına rağmen,çocukluk hayali olan futbolculuğa
tekrardan dönüş yapmıştır.Mahallesinin takımı olan amatör futbol
kulübü,TERSKÖŞESPOR'a kaydolmuş,müzmin yedek olarak 4 aydan beri kulübede
beklemektedir.'Bir gün elbet sıram gelecek!' diyerek kendi kendini motive
etmekte,takım arkaaşlarının kaçırdığı pozisyonlara hayıflanmakta,her an oyuna
girecekmiş gibi,maç boyunca ortalama 13 sefer bağcıklarını çözüp-bağlamakta,nefes
açmakta,ısınmaktadır.Isınmaktan pişik olmuştur,ama umutludur.Pişik neticesinde
oluşan paytak yürüyüşünü,Roberto Baççiyyo'nun 94 dünya kupasında kaçırdığı
penaltı sonrasındaki mağlup ama mağrur yürüyüşüne benzetmektedir.Yine takımının
ender gelişen ataklarının birisidir.bütün kulübeyle beraber birbirlerine
tutunup ağır çekim bi şekilde ayağa kalkarak takip ettikleri bi
pozisyonda,çocukluk arkadaşı "Eskidokuz Namık" boş kaleye golü
yapamaz.Bir ağızdan "Hasssssiktirbeeaaa" diyerek yerlerine giderken,hocanın
sinirle yere attığı su şişesi seker,ve Aydemir'in gözüne gelir.Aydemir bir gözü
kapalı hocasına koşar:
-Hocam Namık'ı beslemiyolar..Sok beni oyuna sağlı sollu keseyim ortaları,alalım
maçı!"
Hoca,2 eli belinde Aydemir'i süzer.
"-Geç lan yerine skmim belanı!" diye tıslar konuşurken ağzından fırlayan hain bir tükürük damlası,bu kez Aydemir'in diğer gözüne denk gelir.2 gözü kapalı Aydemir,el yordamıyla yerini bulmaya çalışır.1 kez yedek kaleci Cemil'in,1 kere de malzemeci İsfendiyar abinin kucağına oturduktan sonra kendi yerini bulur.Tükürük giren gözünü ovarken,"Goooolll" diye yükselen feryat,rakibin attığı 4.golün habercisidir.Bu gölün ardından 2 gol daha yedikten sonra nihayet hakem son düdüğü çalar.Boynu bükük,bi göz kapalı döner soyunma odasına.Duştan sonra çıkarlar tesislerden,düşerler yola..Namık,Aydemir'in koluna girer,beraber yokuş yukarı yürümeye başlarlar...
Hoca,2 eli belinde Aydemir'i süzer.
"-Geç lan yerine skmim belanı!" diye tıslar konuşurken ağzından fırlayan hain bir tükürük damlası,bu kez Aydemir'in diğer gözüne denk gelir.2 gözü kapalı Aydemir,el yordamıyla yerini bulmaya çalışır.1 kez yedek kaleci Cemil'in,1 kere de malzemeci İsfendiyar abinin kucağına oturduktan sonra kendi yerini bulur.Tükürük giren gözünü ovarken,"Goooolll" diye yükselen feryat,rakibin attığı 4.golün habercisidir.Bu gölün ardından 2 gol daha yedikten sonra nihayet hakem son düdüğü çalar.Boynu bükük,bi göz kapalı döner soyunma odasına.Duştan sonra çıkarlar tesislerden,düşerler yola..Namık,Aydemir'in koluna girer,beraber yokuş yukarı yürümeye başlarlar...
Bölüm-2/ÇAY..NOLUR DAHA FAZLA ÇAY
(Aydemir’in ağzından)
İtöldüren yokuşu denilen yolu çıktıktan
sonra,Kel Nihat'ın kahvesine saptık.Oturmakta olan esnaf ve mahalleli,Namık'la
kaçırdığı gollerle ilgili dalga geçmeye başladı.Namık bütün bunlara kahkahalara
eşlik ederek,"Hahanapimmınakoyimhaha" nidalaları
çıkarmaktaydı.Namık'ın bu tavrı beni rahatsız etti.Taşıdığı formanın
kutsallığının farkında değildi.Bu tavır affedilemezdi.Yine de onu taraftarın
önüne atmaktansa,seviyeyi yükseltme çabasıyla"...beslenmiyo abi
çocuk..kanattan akan yok..şöyle sağlı sollu bi kaç orta...yok,besleyen
yok..."ama kimsenin umrunda değildim.Oturanlardan biri,malzemeci
İsfendiyar abinin abisi olan Taylan abiydi.Gülmekten yaşaran gözlerini
silerken:"-Ya Aydemir,sen ne zaman oynican oğlum ya.Isına ısına buharlaştın b'olum!!"
hep beraber patlattılar kahkahayı...Namık ibnesi hepsinden çok gülüyodu..ifrit oldum hepsine.."Nihat abi çay versene!" diye bağırdım..Bütün öğleden sonra ve akşam çay içtim..durmadan çay içtim...daha fazla çay...biraz daha fazla çay...
Bölüm-3/YA BİR YOL BUL,YA BİR YOL AÇ,
YA DA
YOLDAN ÇEKİL
(Böyle gidemezdi..Derhal yeni bi yol
bulmalıydım..)Yaklaşık 60 çay içtikten ve 12 sefer çişe gittikten sonra yolda
yürürken bunları düşünüyordum.Evin olduğu sokağa girince,çöp bidonunun dibinde
pinekleyen 2 kedi gördüm.Bi süre onları seyrettim.sonra aklıma Beşiktaşlı
Olcay'ın "Muhteşem sol ayağımla yapıştırdım!" lafı geldi.Takım
malzemelerimin olduğu "Abidas" marka çakma malzeme çantamı usulca
yere bırakıp,ökçelerine bastığım iskarpinlerimin sol tekini çevik bir hareketle
kedilere fırlattım.PHHFFFFIIIIIIKKKHHH diye bi ses çıkararak
kaçıştılar.KKIIIKKHHHEHHEEHEHİİİH diye piç piçgüldüm.
bi yandan da sekerek ayakkabıma doğru
gittim.ayakkabımı giyer giymez somurtmaya ve yürümeye devam ettim. bikaç metre yürüdükten sonra aklıma çantam geldi.cebimdeki
bozuk paraların ses çıkarmasını engellemek için cebimi tuta tuta koşup çantamı
aldım.sonra eve doğru yürümeye devam ettim.eve varınca cebimi karıştırıp
anahtarı bulmaya çalıştım.bozuk paraların arasında bi yerdeydi.en son cebimdeki
herşeyi avuçlayıp çıkardım.7 lira 75 kuruş ve anahtarı çıkardım.kilidi
çevirdim,kapıyı kendime doğru çektim.2 sefer omuzladıktan sonra kapıyı açıp eve
girdim.tam yatağıma kendimi atmıştım ki,çantayı kapının önünde unuttuğumu
hatırladım.tekrar kapıya gidip çantamı aldım,yatağa geçtim.derin düşüncelere
daldım.böyle olmicaktı.bu takımda geleceğim yoktu.alacaklarıma karşılık
bonservisimi alabilir ve başka bir takıma gidebilirdim.hayır gidemezdim!!çünkü
alacağım yoktu!!!hocaya 200 lira borç verip bu alacağımdan
vazgeçebilirdim!hayır geçemezdim,çünkü 200 liram yoktu!!!...hayır hayır!bu
böyle gitmezdi..önümüzdeki hafta da beni oyuna almazsa,yeni bir yol
bulacaktım,kararlıydım..bu düşüncelerle uyudum.rüyamda Beşiktaş'a transfer
oluyor,düz koşu yaparken Tolga Zengin'nle samimi şakalaşmam gazetecilerin
gözünden kaçmıyordu..bütün hafta boyunca antrenmanlarda köpek gibi çalıştım..maç günü geldi.hoca kadroyu tahtaya yazdı...ve...
Bölüm-4/YENİ UMUTLAR,YENİ BAŞLANGIÇLAR…
Kadro açıklanmış ancak benim adım yine yazılmamıştı.Bu
kadar sabretmişken bu maçın sonuna kadar da sabredebilirdim.Bakarsın maçın
ilerleyen dakikalarında,kurtarıcı olarak oyuna sürülebilir,maça hareket
kazandırabilir ve takımıma getirdiğim heyecan ve hareketlilikle alınacak
galibiyetin baş mimarı olabilirdim.Soyunma odasından çıkıp,tekrar kulübedeki
yerimi aldım.Maç başlamış,rakibimiz bizi kendi yarı sahamıza hapsetmişti.Ama
bizimkiler iyi direniyordu.Sağlam savunmayla,sadece 2 gol yiyerek ilk devreyi
kapattık.2. yarının başında ilk tehlikeli atağımızı gerçekleştirdik
ama,Namık’ın vurduğu şut az farkla dışarı gitti.Bu atak takıma biraz heyecan
getirse de,rakibimiz bu pozisyonun 30 saniye sonrasında 3. golü
bulmuştu.Hocamın gözünün içine bakıyordum.beni oyuna almalıydı.bunu
yapmalıydı.kulübün geleceği buna bağlı olabilirdi.bu cesareti
gösterebilmeliydi..almadı..yapmadı…gösteremedi…maç,rakibin son dakikada kendi
kalesine attığı golle 9-1 sona erdi..bu son damlaydı.taşmıştım.sinirle soyuma
odasına gittim,üstümü değiştirip orayı terkettim.tam yokuşun başına gelmiştim
ki,“Aydemir!“ diye bağırdı birisi.Döndüm,İsfendiyar abiydi.
„Koçum canının sıkıldığının farkındayım.Ama boş ver,hepsi
hallolur.TAMDOKSAN İDMAN YURDU takımının hocası çok sevdiğim bir
dostumdur.Senden bahsettim ona.Git bi görüş.kendini gösterirsen sana yardımcı
olur.Burda çalıştığının yarısını çalış,ilk 11 garanti..“diyerek bana dünyaları
verdi.O anda İsfendiyar abi adeta bi aksakallı dede,adeta tutan bir iddaa
kuponu gibi geldi gözüme!sevinçle sarıldım.“Seni mahçup etmicem abim!“ diyerek
hemen söylediği yere doğru yola koyuldum.
Dediği yer,bir işhanının 2. katinda bir yerdi.3 dükkan
birleştirilerek kulüp binası haline getirilmişti.3 dükkandan 2sinin kepenkleri
kapalı,sadece giriş kapısının olduğu yerdeki kepenk açıktı.Çekinerek içeri
girdim.duvarda kulübün,çakan 2 yıldırım ve ortalarında T.İ.Y. yazısı olan
arması vardı.Yıldırımlar,kulübün renklerine atfen sarı-siyah renklerdeydi.
Beni gören bi kişi bana doğru gözlerini dikti.“Sermet
hocayla görüşcektim.İsfendiyar abi beni yolladı.“ dedim.adam hocaya durumu
anlatmak için içeri geçti.Ben de,“Karpatların İbrahim Üzlümez’i“ olarak nam
salmış olan Sermet hocayı heyecanla beklemeye başladım…
Bölüm-5/UMUDUNU KAYBEDENLER,ALKIŞI HAKETMEYEN
SİHİRBAZLARDIR …
Beklemelerin neticesinde,Sermet hoca geldi.Beni tepeden
tırnağa süzdü ve „Malzemen var mı?Krampon,tekmelik felan?“ diye sordu.“Var
hocam!“ dedim heyecanla.süzmeye devam etti. Bi 45 dakka sonra,“Tamam yarın saat
11’de top sahasında ol.Antrenmana çıkacaksın…“ sevinçten mahalleye kadar depar
attım.Oradan kahveye gidip bizim yavşak hocayı buldum.Durumu anlattım.Ben
anlatırken,okey oynuyor,arasıra gelmeyen taşa sövüyordu.Lafım bitmişti.öyle
bekliyordum.takozundaki taşları dökerken nihayet bana baktı..“Git kulüpten al
lisansını…“ diyiverdi.Sağlam durmaya çalışıyordu ama ben anlamıştım içten içe
kahrolduğunu.Arkamdan „Olm şu masaya çay getirin,bi çaylayın bizi ya..“
demesinden belliydi ne kadar üzüldüğü.mutlu insan çay mı içerdi?...
Hiç umurumda olmadı.o akşam güzelce dinlenip,sabah saat
8’de top sahasına gittim.takım arkadaşlarım gelene kadar hayaller kurdum,kendi
kendime olacakları düşledim.Birazdan takım antrenmana çıkacak,hocam beni omuzumdan
tutup arkadaşlarımla tanıştıracaktı.Ne kadar iyi bir topçu olduğumdan dem
vuracak,bana ne kadar güvendiğinin altını çizecek,takıma güç katacağımdan emin
olduğunu vurgulayacaktı.Malzemeci gelip soyunma odasının kapısını açtı.Girip
üstümü değiştirdim.bu arada yeni takım arkadaşlarım geldiler teker teker.hepsi
de meraklı gözlerle beni süzüyordu.Sahaya çıktık.hoca sahanın ortasında,sağ
ayağıyla bir topa basmış,ağzında sigarasıyla bizi bekliyordu.düz koşuyla
başladık.“beni birazdan tanıştıracak heralde.“ diye düşündüm.tanıştırmadı..ne
düz koşudan sonra,ne istasyon çalışmasında,ne de çift kale maçtan sonra..sadece
çift kaleden önce,“Hangi mevkide oynuyon sen?“ dedi.“Forvetim hocam!“
dedim…baktı,baktı,baktı…“Sol açığa geç!“ dedi..“Aman hocam ben açıkta oynayamam..hele
sol açıkta hiç oynayamam!.solak değilim ben bi kere!“ diye geveledim
ağzımda..bi kere daha baktı uzun uzun,“geç…sol açığa geç…“ dedi..geçtim..yol
oldu orası..ne içeri girebildim,ne deplase olabildim,ne top taşıyabildim..
antrenmanın sonunda,adım „Yenigelen“e çıkmıştı.. bitti antrenman..ben de
bittim…ama mücadeleyi bırakmayacaktım..Şu hayatta değer verdiğim tek
adamın,Seyfi babanın lafı geldi aklıma;“Herşeyini kaybet Aydemir,ama umudunu
kaybetme..mücadele edicez,savaşıcaz..yaşamak bi göz boyama,illüzyon..herkes,geri
kalanları kandırmak için sahneye çıkmış bir sihirbaz!yapamazsan numarayı tekrar
dene!foyan ortaya çıksa da,mücadeleni alkışlayacak birileri bulunur
elbet..dene!yine dene!!belki yara alıcaz ama,ama kesin olan bir tek şey var,o
da muhakkak kazanacağımızdır..umudunu kaybetme Aydemir…unutma oğlum,umudunu
kaybedenler,alkışı haketmeyen sihirbazlardır…“Ne demek istediğini hiç
anlamamıştım..çok uzun bi konuşmaydı bi kere,akılda tutmak zordu..bu yüzden
yazmıştım bu sözleri,ama yine de anlamıyordum..olsundu..Umudunu kaybetme
demişti bana Seyfi baba..kaybetmeyecektim!
Bölüm-6/HERKESİN KAZANACAĞI BİR GÜN VARDIR.ÖNEMLİ OLAN,O
GÜN ORADA OLMAKTIR!
Geldiğim günden beri 3 maç geçmiş,1 dakika bile süre
almamıştım..umudumu kaybetmeden çalışıyordum.4.maçın kadrosu açıklandığında da
yine yedekler arasındaydım.Kulübedeki yerimi aldım,maçı izlemeye koyuldum.zaman
zaman saha kenarına kadar geliyor,arkadaşlarıma taktikler veriyordum.aslında
takım arkadaşlarım umurumda değildi.tek derdim hocanın orda olduğumu
farketmesiydi.devre arası oldu,2.yarı başladı,zaman akıyordu..dakikalar 72yi
gösterirken,hocam ısındığım alana doğru baktı,eliyle beni
çağırdı..inanamadım!koştum.. ömrümün
en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar
yolunu koşuyordum.. Çünkü sonunda gerçek bir topçu oluyordum,oyuna
giriyordum sonunda...kulübeye vardım..hocam bana bakmadan,“HAZIRLAN!“
dedi..hazırlandım..yanına geldim,şortumu düzeltirken verdiği taktiği dikkatlice
dinledimforvet arkasında oynayacak,atklarda defansı uyutup gizlice arkaya
sarkacaktım...15 numaralı formamla saha kenarındaydım işte..tabela
kalktı..giren oyuncu,çıkan oyuncu belirtildi.skor tabelası 2-2’yi
gösteriyordu,ama değişecekti birazdan,ben değiştirecektim!.
Bi kaç ver-kaç,bir iki al-ver yaptıktan ve güvenimi
tazeledikten sonra,sağa sola deplase olmaya başladım..yırtık uçurtma
gibiydim.ama top ayağıma 4 sefer değmişti ve daha 1 metre top sürmüş
değildim..zaman akıyor,herkes bana „napıyon amk!“ der gibi bakıyordu.umurumda
değildi.deli dana gibi koşturmaya devam ediyordum..dakikalar 90dı.takımın
etkili elemanlarından Filinta Hasan,rakip yarı alanının ortalarından bir top
şişirdi.top süzülüyor,herkes bakıyordu…top bizi geçecekti,duruma bakılırsa
rakip defansı da geçecekti..napmalıydım?..öylece topa bakıyordum..o an,bu
andı..koştum..2 stoperin ortasıdan geçtim..olaya uyandıklarında çok geçti,5
metre fark atmış,bana doğru sülen topa bakıyordum..top
geldi,geldi,geldi…omuzumun üstünden,önüme doğru süzüldü..tam ceza sahası
üstünde buluştuk onunla..canım benim..biricik futbol topu..onca zaman peşinden
koşturduğum,hakkında hayaller kurduğum,düşlediğim…geldin demek..“Şimdi nıammına
koydum senin!“ diyerek allah ne verdiyse abandım!çok iyi oturmuştu ayağıma.top
gitti,kaleci uçtu,top gitti,kaleci uzadı…top gitti,herkes baktı,dünya
sustu,zaman durdu…
Bölüm-7/HER YERİNDEN ÖPÜYORUM AYDEMİR!
Top gitti..ben baktım arkasından,o gitti…bi anda
GOHOOLLL!!! diye bir haykırış yükseldi..olmuştu..formamı çıkardım,salllayarak
koştum..rakip takımın hocası elleri başının arasında kaleye
bakıyordu..arkadaşlarım bana doğru,yan hakem orta çizgiye doğru
koşuyordu..olmuştu!Aydemir vurmuş gol olmuştu!Arkadaşlarımla sevgi yumağı olmuştuk.bi kaç dakika daha maç oynandı ve hakem son düdüğü
çaldı.kazanmıştık!benim golümle kazanmıştık.sırtımı sıvazlıyorlardı,aferin
diyorlardı,sarılıyorlardı…mahalleye döndüğümde de devam etti bu
coşku..duyulmuştu attığım gol.kahveye girip,meyveli soda söyledim..Namık
geldi,sarıldı bana..bi soda da ona söyledim.kazanmıştım,çay içmezdim..çay
kaybedenlerin içeceğiydi,meyveli soda kazananların!
Alkışlar ve aferinler arasında çıktım kahveden.Eve
gittim,uzanıp,suratımda gülümsemeyle tavanı izledim.çok mutluydum..önümüzde 5
maç vardı.hocam oynatırdı belki beni yine.belki bu sefer 20 dakika değil,45
dakika,sonra 90 dakika..neden olmasındı!akşam güzelce bi uyku çektim.Sabah bir
başka Aydemir olarak uyandım.daha cesur,özgüveni yüksek daha mutlu bir
Aydemir.hemen antrenman sahasına geçtim.takım gelmeden topla biraz
çalıştım.arkadaşlarım geldi teker teker.bu sefer uzaktan farkettiler beni.el
saaladılar,selam verdiler,hal hatır sordular.artık adımı söylüyorlardı.Aydemir
diyorlardı.sanki adım yıllardır söylenmemiş gibiydi.hocam beni bi kenara
çekti.bunun daha bi başlangıç olduğunu,havaya girmememi,ayaklarımın yere
basmasını söyledi.haklıydı.zaten ben de öyle havaya falan girmemiştim.daha çok
çalıştım,daha çok koştum,daha çok nefes açtım..esnettim,gerdirdim.. haftasonunu
iple çektim.maç günü geldiğinde heyecandan kalbim duracaktı.adım yine yedekler arasına yazıldıysa
da,umutluydum..girecektim oyuna..ilk yarısını 1-0 önde kapattığımız maçın devre
arasında,soyunma odasına girer girmez,hocam „Aydemir hazırlan!“ dedi..bekliyordum..maç
bıçak sırtındaydı,girip takımımı sırtlamam,atacağım gol ya da gollerle maçı
kopartmam lazımdı.15 numaralı formamla,santra noktasındaydım.başladı 2.yarı..başlar başlamaz da,rakip takım topu ağlarla
buluşturuverdi.hocam kenardan bana bakıyordu..takım arkadaşlarım bana
bakıyordu..sahanın yanından akan yoldan geçen arabaların şoförleri bana
bakıyordu..Paris‘in Pigalle semtindeki Cezayir’li göçmenler,Hamburg
St.Pauli’deki fahişeler,Urfa’nın Bozova ilçesinde halay çekmekte olan halk ve
davul zurna çalan müzisyenler,Sau Paolo’da sahilde top oynayanlar,Wall
Street’te parayla oynayanlar,bokuyla gülle oynayanlar,insanın gururuyla
oynayanlar…herkes bana bakıyordu.bir kere daha santrayı yaptık..derinlemesine
paslar atıyor,muhteşem bindirmelerle rakip savunmacılara zor anlar
yaşatıyordum.dakika 70 küsürdü..İnsanlar halen bana bakıyordu.bir duran top
organizasyonunda,cezasahasının uzak köşesinde kendimi unutturdum.kimsenin
aklına gelmiyordum,arayan soran yoktu..topu yerden ceza yayına oynayan
arkadaşım,yerinde çakılı kalmış,olacakları beklemeye başlamıştı.top diğer
arkadaşıma gelir gelmez „Buraya!Buraya!“ diye bağırarak,elimle topu atacağı
yönü gösterip koşmaya başladım.arkadaşım bunu gördü ve topu oraya doğru
yuvarladı..içimden „Unutma!unutulanlar,unutanları asla unutmazlar!“
diyerek,beni uzak köşede unutan futbolculara keseceğim ceza için topa doğru
koştum.Birbirine koşan 2 sevgili gibiydik..buluşacaktık ve mutlu son
olacaktı.kale sahasının köşesinde topla buluştuk.beni tanıyabilmesi için yakama
kırmızı bi karanfil takmamıştım,ama o beni nerde görse tanırdı!..bi topa bi
kaleye baktım.kaleciyle kısa bir gözgöze gelmenin ardından tekrar topa
bakıp,şutumu çektim!..
Bölüm-8/ZAFER INANANLARINDIR!
Bana bakan yoktu,herkes topa bakıyordu.ama çok uzun
sürmeyecekti..kalecinin kapattığı köşeden ağlara giden top,“bana ne bakıyonuz
amk!herif ne vurdu öyle be!“ dercesine ağlarla kucaklaştı!..yine çığlıklar,yine
sarılmalar..Aydemir’di bu!orada o pozisyon verilir miydi hiç!cezayı keserdi
tabi..kesmiştim!..bi de 85te penaltı yaptırmış,maçın kazanılmasında şüphesiz
büyük pay sahibi olmuştum..insanların bana bakışı değişiyordu.artık kaybeden
değil,kazanan,kazandırandım.Ligin son maçı olan,eski takımım TERSKÖŞESPOR
maçına kadar oynanacak olan 3 maçta da 90 dakika görev alıp 5 gole imza
atmıştım..Bana değer vermeyen bir camiaya karşı intikam zamanıydı..deli gibi
çalışıp kondisyon yükledim..teknik heyet benden çok memnundu.hazırlandım..gece
demeden,gündüz demeden,yatak odamdan mutfağa bile koşarak gidiyordum.kondisyon
önemliydi..maçtan bi gün önce yatsı namazı kılıp,dua ettim.eski hocama gününü
göstermeliydim!
Maç günü motivasyon için hiç evden çıkmadım.sürekli
kendimi motive ettim.Mahmut TUNCER’in Jandarma şarkısıyla kendimi gaza
getirdim.Maç saatinde ise,motivasyondan patlamak üzereydim.bi an önce
maç başlasın ve gollerimi sıralıyayım diye kendimi yıpratıyordum.çıkış
tünelinde eski hocamla göz göze geldik.bakışlarını kaçırdı deyyus!sonra
İsfendiyar abi geldi.“Zaten ben başaracağını biliyordum!“ der gibi baktı
yüzüme..ben de ona baktım,sarıldık..başarılar diledi ve gitti.
Maç başladı!talan etmiştim ortalığı dakikalar 63’ü
gösterirken,kendimin ve takımımın 5. Golünü TERSKÖŞESPOR ağlarına
bırakmıştım.Hocam beni alkışlatmak için 89. Dakikada oyundan alırken,ibneliğine
eski hocamın önünden geçerken elimi şortumun içine sokup,onu delirttim!maçtan
çıktık.ezeli rakip,ebedi dostum Namık’la kahvede buluştuk.ben meyveli soda
içtim,Namık çay içti..Çay kaybedenlerin içeceğiydi…kahveden çıkıp 12 tane bira
alıp benim eve geçtik.biraları içtik,eski hocama sövdük,beni övdük..överken
sızdık..sabah Namık beni dürttü!antrenmana mı geç kalıyodum lan niye dürtüyodu
bu beni böyle!kafayı kaldırıp:
„-Ne var lan!Ne dürtüyon?“ dedim.
„-Lan mı?uyandır dedin uyandırdık birader.Aydemir’e
gitmiyon mu sen?geçtik Başkale’yi,kalk.“
Bi an kendime geldim.doğru ya lan!Babamın dükkanı
batırdıktan sonra amcalarımın yanına dönüyordum ben.Van’ın Başkale ilçesine
bağlı Aydemir köyüne..babam köyüyün adını vermişti bana.yapacak bi şeyim
kalmayınca ben de oraya dönüyordum işte..tali bir yolun başladığı yerde indim
otobüsten..yolun ağzında bi levha vardı:“AYDEMİR-2 KM.“baktım uzun
uzun..babamın hep,üzüm bağlarıyla çevrili,incecik bi yol dediği,Aydemir’in yolu
burasıydı demek..bi an bütün moralim bozuldu..
„-Kim yüricek şimdi 2 km amk yaa..“ diye inledim…