beni sormuşsun
boş duvarlara,
kör sokaklara,
kara kışlara
öyle dediler..
karnı aç çocuklara
rüşvet vermişsin gamzelerini.
yolumu tarife bir
can paha biçmişsin,
öyle mi peki?
yollar çiğnemişsin,
yollar çiğnemişsin,
yıllar sürmüş
peşimden gelmen de vazgeçmemişsin,
fırattan kana kana
su içmişsin susayınca,
sırtını ararat’a
verip dinlenmişsin,
rivayet budur…
‘ebâ turab’a,
‘ebâ turab’a,
dört kitaba,
yüzbir ahbaba
sormuşsun nerde eskittiğimi topuklarımı..
gözlerinin ışığı,yol
bakmaktan heba olmuş;
efkârını meyle
sularken sakiler,
mah cemalinde
irinli abileler peyda olmuş dediler…
dediler ve sustular sonra..
dediler ve sustular sonra..
kesildi sesler,iniltiler…
dağıldı kalabalık uyanıklığımdan korkup..
ürküttü onları kem talihim,
uykumun kapı arasından süzülüp gittiler..
sen ancak bir
rüyada düşerdin zaten benim peşime;
kendilerini yola,
bunu yüzüme vurup
gittiler..
işin aslı mı?..
işin aslı mı?..
işin aslı
benim,beni de boşver…
aklımın ipleri bir
seyyahın elinde.
aklım uzaklarda,
seyyahın da kafası
güzel…
mamo
c./2014-Mart/Antalya